30 May 2009

Sağlıklı bir yaşam için Resveratrol

Resveratrol, üzüm, kırmızı şarap, yer fıstığı ve yabanmersini gibi gıdalarda bulunan polifenolik bir bileşiktir. Resveratrolün özellikle hayvan veya patojenlerin bitkilere saldırması, yaralanma veya ultraviyole (UV) ışığa maruz kalma sonucunda bitkiler tarafından dayanıklılığın artırılması amacıyla üretilen bir bileşik olduğu bilinmektedir.

Resveratrolün aynı zamanda kolesterolün düşürülmesinde de etkili olduğu ve kalp krizi riskini azaltabileceği ifade edilmektedir. Ayrıca antioksidan aktivite göstererek kılcal damarların tıkanmasını engellediği, apolipoprotein ve lipid sentezini düzenleyerek kalp-damar sağlığını desteklediği yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur.

Yaşlanmayı önleyici etki
Resveratrol, yaşlanmayı geciktirici etkisi ile bilinen bir moleküldür. Resveratrol’ün DNA tamir geni olarak bilinen Sirtuin 1’i aktive ettiği bilinmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalarda kalori kısıtlaması etkisi göstererek hücre yaşam süresini uzattığı belirtilmektedir. Bu etkilerinin dışında resveratrol yaşam süresini aerobik kapasiteyi ve insülin duyarlılığını artırarak, enerji üretimine destek olarak, motor fonksiyonların düzenlenmesini ve metabolik hastalıklara karşı organizmanın korunmasını sağlayarak artırmaktadır.

Antioksidan Etki
In vivo olarak güçlü bir antioksidan olan resveratrol serbest radikal hasarlarına karşı koruma sağlamaktadır. Antioksidan etkisini NO (nitrik oksit) sentezi ve serbest radikal süpürücü etkisi ile ortaya koymaktadır. İskemi-reperfüzyonda kalp, beyin ve böbrekte resveratrol NO sentezini indüklerken oksidatif stresi azaltmaktadır. Resveratrol oksijen radikallerini inhibe ederek etkinlik göstermektedir.

Kardiyovasküler Koruma
Resveratrol, LDL oksidasyonunu ve trombositlerin kılcal damarlarda birikmesini engelleyerek kalp krizi riskini azaltmaktadır. Fransız paradoksu olarak bilinen Fransa’da kırmızı şarap tüketimi ve kardiyovasküler hastaklık arasındaki ters orantı, kırmızı üzümde bulunan resveratrol etkinliği ile açıklanmaktadır. Kardiyak hasarın akut ve kronik modellerinde, resveratrol miyokardiyal iskemi-reperfüzyon hasarının şiddetini azaltmaktadır. Kardiyovasküler hastalıkların altında yatan oksidatif hasara karşı koruyucu olduğu, yapılan birçok çalışmada belirtilmektedir.

Antiinflamatuar Etki
Resveratrol, COX-2 transkripsiyonunu inhibe ederek antiinflamatuar etkinlik göstermektedir. Ayrıca siklooksijenaz enzim inhibisyonu ile kalp krizi riskini azaltıcı etkisi bulunmaktadır.

Antiviral Etki
Resveratrolün Herpes Simplex I-II’yi inhibe edici etkisi bulunmaktadır. Resveratrol, virüsün hücresel fonksiyonlarını inhibe edebilmektedir.

Antikanserojen Etki
Resveratrol, insan epitel hücrelerinde hücre bölünmesini sağlayan enzimleri inhibe ederek antiproliferatif ve antikanserojen etkiler göstermektedir. Bu etkileriyle meme, prostat, mide, pankreas ve tiroid kanserlerini önlemede kullanılabilmektedir.

Antioksidan ve antimutojen özelliği ile yaşlanmaya karşı koruma sağlayan resveratrol, aynı zamanda kanser oluşumunu önleyebilmekte ve kalp damar sağlığını destekleyebilmektedir. Bu olumlu etkileriyle resveratrol kansere ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruma sağlamak, genç ve güzel kalabilmek amacıyla kullanım alanı bulan kuvvetli bir antioksidandır.

Referanslar
1) Türkiye Klinikleri J Med Sci 2008;28(Suppl):S166-S169
2) Turkish Journal of Biochemistry- Turk J Biochem 2008;33 (3);117-121

No comments: