23 November 2006

ASPIRIN: HARIKA ILAÇ

Dünyaca ünlü saglik dergisi Men s Health in, uzman görüslerine basvurarak yaptigi bir derlemede faydalari saymakla bitirilemeyen Aspirininin iyilestirici etki yaptigi belirlenen 12 yeni hastalik daha masaya yatirildi. Amerikan Kalp Vakfi nin sözcüsü olan ve Mayo Clinic te ilaç uzmani olarak görev yapan Dr. Gerald Fletcher, "Bu kadar farkli amaçlarla kullanilabilecek baska bir ilaç yok. Hala Aspirin in yeni faydalarini bulmaya devam ediyoruz" diyor.

Iste mucize ilacin 12 yeni marifeti....

Kaşıntıyı kesiyor:

Birkaç tablet Aspirin i ezip toz haline getirin. Elde ettiginiz tozu bir miktar nemlendiriciyle karistirip kasinan bölgeye sürün. Bu losyon Aspirin in cilde nüfuz etmesini saglayacak ve kasintiyi durduracaktir.

Tansiyonu düsürüyor:

Ispanyol bilimadamlarinin yaptigi bir arastirma, Aspirin in yüksek tansiyona iyi geldigini ortaya koydu. Her gün alinan 100 miligram aspirin büyük ve küçük tansiyonu belirgin oranda düsürüyor.

Ancak uzmanlar uyariyor: Aspirini sabah degil, geceleri içmelisiniz.

Günes yanigina karsi:

Yazin bir anda korunmasiz olarak günesin altinda kalmaktan kaynaklanan yaniklar bir hayli can yakicidir ve ardindan cildin kabarciklar seklinde su toplamasina neden olur. Ancak çok fazla günes altinda kaldiktan en az bir-iki saat sonra alinacak iki adet Aspirin hem yanmayi hem de cildin su toplanmasini azaltir.

Kalp dostu:

Günde en az 75 miligram Aspirin almak kani inceltip damar iltihaplanmasini önleyerek kalp hastaliklari riskini yüzde 30 oraninda düsürebiliyor. Gögüs agrisi hissedildiginde bir

Aspirin çignemek, olasi kalp krizini bastan önlemeye yardimci oluyor ve kriz geçirilmisse bile bunun yarattigi tahribati azaltiyor.

Nasira iyi geliyor:

5-6 adet Aspirin i toz haline getirip yarimsar çay kasigi su ve limon suyuyla karistirin. Nasirli bölgeye bu karisimi sürdükten sonra üzerini sicak ve nemli bir bezle 10 dakika örtün. Aspirin in içindeki asit nasiri yumusatacak ve süngertasiyla biraz ovduktan sonra nasiriniz düzelecektir.

Prostati önlüyor:

Ünlü saglik merkezi Mayo Clinic in uzmanlari tarafindan 1400 erkek üzerinde 5.5 yil boyunca yapilan bir arastirma, prostat riskinin her gün Aspirin içen erkeklerde iki kat azaldigini gösterdi.

Kolon kanserini önlüyor:

Aile bireylerinizden biri kolon kanseriyse her gün Aspirin içmenizde büyük fayda var. Zira arastirmalara göre günde 81 miligram Aspirin alan erkeklerde kolon kanseri riski, almayanlara göre yüzde 50 oraninda düsebiliyor.

Uçuklari geçiriyor:

Macar uzmanlar tarafindan yapilan bir arastirmaya göre, her gün alinacak 125 miligram Aspirin uçuklarin cilt üzerindeki ömrünü ortalama 8 günden 5 güne düsürerek, neredeyse yari yariya azaltabiliyor. Aspirin, uçuga neden olan iltihabi da azaltarak, etkilenmis bölgenin daha çabuk iyilesmesini sagliyor.

Alzheimer dan koruyor:

Hollanda daki Erasmus Tip Merkezi nde görevli bilim adamlari tarafindan yapilan bir arastirmaya göre birkaç yil boyunca düzenli Aspirin kullananlarda Alzheimer hastaligina yakalanma riski, bu ilaci düzensiz kullananlara göre yaklasik yüzde 80 oraninda daha az ortaya çikiyor.

Kadinda kisirliga iyi geliyor:

Arjantinli uzmanlar, çocuk sahibi olamayan bir grup kadin üzerinde testler yapti. Kadinlardan bir bölümüne sadece kisirlik ilaci, diger gruba ise kisirlik ilaciyla birlikte 100 miligram Aspirin verildi. Aspirin, yumurtalikta kan dolasimini artirdigi için, ilaci Aspirinle alanlarin hamile kalma sansi yüzde 40 artti. Sadece kisirlik ilaci alanlarda ise yüzde 20 artis görüldü.

Sigilleri söküp atiyor:

Bir parça bant alin, ortasina yuvarlak bir delik açin ve bu delik tam sigilin üzerine gelecek sekilde banti cildinize yapistirin. Ucu banttan disari çakan sigilin üzerine, daha önce toz haline getirdiginiz Aspirin i sürün ancak cildinizin diger taraflarina bulastirmayin. Sonra bunun üzerini baska bir bantla kapatip ayni islemi üç gece üst üste uygulayin.

Sigiliniz iyilesecektir.

Felçten koruyor:

Felcin nedeni kan pihtilasmasi. Aspirin in en önemli özelligi de pihtilasmayi önlemesi. Her gün alinacak bir Aspirin in, felç geçirmis erkeklerde yeni bir felç riskini yüzde 25 oraninda önledigi biliniyordu.

Bundan yola çikan uzmanlar, genel olarak felç riski tasiyanlarda da ayni oranda etkili olacagini düsünüyor. Hatta bazi arastirmalar bu oranin daha da yüksek olabilecegini gösteriyor.



Dikkat Aspirin midenizi delebilir!

Bu yeni faydalariyla Aspirin in gerçekten mucize ilaç oldugu bir kez daha kanitlandi. Ancak her ilaç gibi Aspirin in de zararli etkileri olabiliyor. Uzmanlar özellikle mide hastalarini uyariyor: Dikkat, Aspirin mideyi delebilir. Çünkü mide asit salgilayan bir organ. Aspirin veya romatizma ilaçlari* midenin koruyucu örtüsünü ortadan kaldiriyor. Böylece iç örtü asitle dogrudan temasa geçiyor.

KAYNAK:STED DERGISI

15 November 2006

Beslenme

Beynimiz vucudumuzun kucuk bir bolumunu olustursa da, yiyeceklerle alinan enerjinin yuzde yirmisini harcar. Belirli yiyecekler algilama yetenegimizi arttirir, daha verimli yapar, daha hizli dusunmemizi ve dikkatimizi daha iyi vermemizi saglar.

BELLEK

HAVUC: Hatirlama yetenegimizi arttirir, cunku havuc beyin metabolizmasini canlandirir. Bir sey ezberlerken bir ufak tabak sivi yagli havuc salatasi yiyin.

ANANAS: Tiyatro sanatcilarinin ve muzisyenlerin ihtiyaci olan bir meyvedir. Ornegin uzun bir metin ezberleyebilmek icin fazla miktarda C vitaminine ihtiyac vardir. Ayrica onemli bir eser halinde element olan mangan icerir.

AVOKADO: Kisa sureli bellek icindir (Ornegin alisveris listesini yaparken).
Fazla miktarda yag asidi icerir. Yarim avokado yeterlidir.

MUTLULUK

KIRMIZI BIBER: Ne kadar aci olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vucudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgilanmasini hareketlendirir. En iyisi cig yenmeli.

CILEK: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.

MUZ: Sirri serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olmasi icin ihtiyaci
vardir.

OGRENME

LAHANA: Sinirliligi giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaslattigi icin). Daha stressiz ogrenilir (ornegin sinav oncesi).

LIMON: C vitamininden dolayi canlandirir, algilama yetenegini artirir. Dil ogrenme kursundan once 1 bardak limon suyu icin.

YABAN MERSINI: Uzun sureli bir ogrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanladaha iyi beslenmesini saglar.

DIKKAT VERME

KARIDES: Beyin besinidir. Vucuda onemli omega 3 yag asitleri saglar. Dikkat verme suresini daha uzatir.

SOGAN: Asiri yipranmaya, fiziksel yorgunluga karsi. Kani sulandirir, beyin oksijeni daha iyi alir.

CEVIZ, FINDIK, FISTIK: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarinda, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin olusumunu hareketlendirirler.

YARATICILIK

ZENCEFIL: Icerdigi maddeler beynin yeni fikirler uretmesini saglar. Kan sulandigi icin vucutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

KIMYON: Insanin aklina birden bir fikir getirtir. Icerdigi ucucu yaglar butun sinir sistemini uyarir, ancak yaratici dusunce sartiyla. Aniden bir fikre, bir bulusa ihtiyaci olan kimyon cayi icmelidir (bir fincana iki tatli kasigi dolusu kimyonla).

STRESE KARSI

Gerginsek ne yapariz? Bir fincan kahve veya bir kola iceriz. Bu da yetmezse cikolata ve hamburger yeriz. Boylece daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eksIkligi, cok miktarda kafein ve seker sinirleri iyice bozar dahasi vucudun savunma sistemini, direncini zayiflatir. Dogru bir beslenme
stresli zamanlarin ustesinden gelmemizde bize yardimci olacaktir. Bunun icin de yanlis aliskanliklarimizi degistirmemiz gerekecektir.

KAHVALTI ONEMLIDIR

Kahvalti etmeden disari cikmayin. Sabahlari enerji depomuz bostur,beynin akaryakiti yoktur. Bu yuzden yataktan kalkinca biraz hassas, alingan, sinirli ve dikkatsiz olmamiza sasirmamali. Okul cocuklari ile yapilan bir arastirmada iyi bir kahvalti edenlerin daha verimli olduklari ortaya cikmistir. Kahvaltida karbonhidrat ile protein dogru bir karisimdir.Ornegin kepek veya cavdar ekmegi ile peynir veya yulaf ezmesi ile meyve veya yogurt. Kahveyi azaltin. Sabahlari bir iki fincan kahve uyku sersemliginizi gidermede yardimci olur. Fazlasi ise sadece kalp carpintisina ve huzursuzluga, daha sonralari da uykusuzluga yol acmakla kalmayip hassas insanlarda korkuya ve endiseye de neden olur. Kolali ickiler de kafeinicerir.

Cikolata yerine meyve yiyin. Arada bir yenen cikolataya bir diyecegimiz yok. Fakat fazla miktarda seker kan sekerini altust eder. Seker miktari once artar, sonra hemen duser. Sonucta yorgunluk ve tatlilara karsi istek ortaya cikar. Buna karsilik meyve veya kepek, cavdar urunleri organizma
tarafindan daha yavas enerjiye donusturulur, kan sekerinin dengesibozulmaz.

Sik sIk bir seyler atistirin. Buyuk porsiyonlu ve yagli yemekler hemen hemen uyku ilaci etkisi yapar. Fazla yag ayrica bagisIklik sistemini zayiflatir. Fakat gunde bir cok defa yenen birkac lokmalik bir sey enerjiyi ayni duzeyde tutar.

Alkolun olumsuz etkisi. Cok fazla alkol acisini ertesi sabah sadece bas agrisi ile degil, unutkan ve dikkatsiz olmakla cikarir.


SINIR BESINLERI

Onemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (sut urunlerinde, yesil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, cavdar, baklagiller, bal kabagi ve aycicegi cekirdegi). B vitaminleri grubu ayni zamanda sinir vitaminleri olarak adlandirilir. B vitaminleri ette, balikta, kepek cavdar urunlerinde
ve koyu yesil sebzelerde bulunur. Sunu da aklinizdan cikarmamalisiniz;stres vitaminlere ve minerallere olan ihtiyaci arttirir. Bunun stratejisi sudur: bol miktarda antioksidan vitaminler, yani C, E, beta-karotin vitaminleri ve selen. Pratik olarak bunun anlami: Gunde bes kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze, her gun zeytinyagi soslu salata ve
yulaf ezmesi veya kepek ya da cavdar ekmegi yemektir. Selen kepek ve cavdarin disinda balikta da bulunur.
Kozm"etik" yalanlar!

Gunumuz insaninin hayatina belki de gereginden fazla giren kozmetiklerin bazi yan tesirlerini hatirlatmak gerekiyor. ABD'de yapilan bir arastirma, kozmetiklerde, 800'den fazla zararli kimyevi madde bulundugunu ortaya cikardi.

Deodorantlar, parfumler, nemlendiriciler, rujlar, pudralar, maskaralar, rimeller, sampuanlar, tiras losyonlari, sac boyalari, kremler, kapaticilar, kirisIklik gidericiler ve istege gore cok degisIk markalardaki kozmetik urunler; guzellesmek ve kendini daha iyi hissetmek icin yaygin olarak kullaniliyor.

Kozmetik harcamalarinin, temel ihtiyac maddeleriyle kiyaslandiginda cok yuksek bir maddî karsiligi var. Turkiye gibi bir ulkede onlarca temel ihtiyac maddesi icin para yetistirmeye calisan insanlar, harcamalarinin yuzde ucune yakin miktarini kozmetige ayiriyor.
Kozmetiklerin sagligimiza verdigi zararlar hatirlatilinca asagidaki itirazlar akla gelebilir:

• Niye zarari olsun, bunlar zaten saglik ve guzellik icin uretilmiyor mu?
• Kozmetik uretici firmalar urunleri guvenli olmasa satmazlar, degil mi?
• Bu urunlerin sagligimiza uygun olup olmadigini devlet mutlaka denetliyordur.
• Hem zararli olsalar, kulagimiza gelirdi!

Ne var ki, Eylul 2002'de yayimlanan bir haber bu konuda oldukca uyarici. Haber soyle;
"Guzelligin bedeli agir! ABD Ulusal Meslekî Guvenlik ve Saglik Enstitusu'nun yaptigi bir arastirma, kozmetiklerde, 800'den fazla zararli kimyevi madde bulundugunu ortaya cikardi. Ote yandan, parfumlerin icinde bulunan kimyevi maddelerin, sinir sistemi bozuklugu, nefes duzensizligi ve alerjik reaksiyonlara yol acabildigi tespit edildi."

Her kadinin yilda ortalama 2 kilo kozmetik urun kullandigi Amerika'da, Kongre'nin yaptirdigi arastirmaya gore, kozmetiklerin 800'den fazla zehirli madde ihtiva ettiginin; ayrica kanser, alerjik reaksiyon ve dogum kusurlarina sebep oldugunun ortaya konmasi; yukaridaki haberi teyit etmekte.

Kozmetiklerin kullanildigi vucut bolgelerinde sebep olduklari enfeksiyonlar da unutulmamali. Kozmetiklerin sagliga zararli olmasina kasten olmasa da goz yumuldugu, biraz da izin verildigi soylenebilir. Cunku kozmetiklerin uzerinde, saglik acisindan hem uretici hem de tuketiciler tarafindan yiyecekler ve ilaclar kadar cok durulmuyor.

Siradan bir el kreminde ne kadar kimyevi madde var biliyor musunuz?

Kozmetik maddelerden sac spreyleri, parfumler ve pudralar solunum yoluyla; rujlar ve sprey tarzinda kullanilan bazi parfumler yutularak; goz cevresi icin pazarlanan urunler o bolgedeki ince deri ve mukoza tarafindan emilerek; yine sac boyalari, kremler ve benzeri sekilde cilde uygulananlari da deriden vucuda giriyor.

Kozmetiklerin uretiminde kanser yapici ve alerjik ozelligi one cikan yuzlerce madde kullaniliyor. Her kimyevi maddenin bir veya daha fazla yan tesiri bulunmakta. Yuz kremleri ve goz civarinda kullanilan kozmetiklerin, mikrobik bulasmalara sebep oldugu da biliniyor.

Ucuz yolla petrolden parfum
Kozmetik urunleri; kanser, alerji, tahris ve direncin bozulmasi disinda da saglik sakincalari tasiyor.

Daha ucuz ve yaygin kullanilmasinin saglanmasi icin parfumlerin yuzde 95'i sentetik olarak petrolden elde ediliyor ve bunlar benzen ve aldehitler ile benzeri zehirli maddeler. Mesela, parfumlerde kullanilan benzoinin, farelerin lenf dugumlerinin genislemesine, dalaklarinin buyumesine ve karacigerlerinin zarar gormesine sebep oldugu gosterilmistir.

Parfum yalnizca kullanici degil, yakinindaki migren hastalari icin de menfi tesire sahip. Parfum ve kolonya kokulari, migren hastalarinin beyninde elektrik faaliyetinin degismesine yol acarak; migren agrilarinin baslamasina sebep olabiliyor.

Parfumlerde kullanilan koku maddelerinin kisilerin hassasiyetine gore ortaya cikardigi menfi belirtileri soyle siralayabiliriz:

• Goz yasarmasi veya kurumasi,
• Cift gorme,
• Hapsirma,
• Burun tikanikligi,
• Kulak cinlamasi,
• Kulak agrisi,
• Bas donmesi,
• Oksuruk,
• Nefes darligi,
• Yutkunmada zorluk,
• Astim krizi,
• Bas agrilari,
• Uyumsuzluk,
• Kisa sureli hafiza kaybi,
• Yogunlasma bozuklugu,
• Mide bulantisi,
• Endise,
• Cabuk kizma,
• Huzursuzluk,
• Isilik,
• Kurdesen,
• Egzama,
• Eklem ve kas agrilari,
• Kalp atisinda bozukluk,
• Hipertansiyon,
• Lenf bezlerinde sislik.

Kozmetikler hayatimizda hak ettiginden fazla yer kapliyor!

Cilt guzelligi icin kullanilan urunlerin cogu, icinde cilde dusman maddeler bulundurdugundan; tabii cilt guzelliginin daha erken kaybedilmesine sebep oluyor. Dolayisiyla telafisi icin, kisiyi kozmetik bagimlisi yapiyor.

Kozmetik urunler, gerekmedikce kullanilmamali, kullanma ihtiyaci hekim veya uzman tavsiyesine dayandirilmali; kullanildiginda en azindan belirli denetim standartlarina uygun olanlardan ve cok dusuk miktarlarda kullanilmali. Bu tur urunler en kisa zamanda yikanarak vucuttan uzaklastirilmalidir.

Prof. Dr. Yusuf SAHIN

01 November 2006

HERGÜN YAPILMASI GEREKENLER

  • HUCRELERIMI TEMIZLEMEK ICIN ELMA SIRKESI VE GUNDE 1TATLI KASIGI BAL
  • KARACIGER BOBREK VE DALAGIMI TEMIZLEMEK ICIN ZAMAN ZAMAN KARA HINDIBA CAYI
  • KARACIGERIMIN TEMIZLEME ENZIMINI ARTTIRMAK ICIN SABAHLARI MAYDANOZ VE LIMON KARISIMI
  • KARACIGERIMIN SAFRA ASIDINI ARTTIRMAK ICIN OMEGA-3 HAPI
  • SAFRA SIVISININ MIKTARINI ARTTIRMAK ICIN ZERDECAL
  • BIR GUNDE BAGIRSAKLARA BOSALMASI GEREKEN ORTALAMA 1 LITRELIK SAFRA SIVISINI OLUSTURABILMEK ICIN GUNDE 2 LITRE SU
  • KARACIGERIMI ZEHIRLERDEN ARINDIRMAK ICIN GUNDE 1 TATLI KASIGI DEVEDIKENI TOHUMU
  • SAFRA KESEMI UYARMAK ICIN YEMEKLERIN ARASINDA LIMON SIKILMIS TURP
  • ESKIMIS HUCRELERIMIN YERINE YENILERININ OLUSUMUNU SAGLAMAK ICIN GUNDE 22 MG CINKO HAPI

BAZI TIBBİ BİTKİ TÜRLERİ

ACI BAKLA Semen Lupini Şeker hastalığına karşı kullanılır.

ACI YONGA Lignum Quassiae İştah açıcı, kuvvet verici, kurt ve ateş düşürücü

ADAÇAYI Salvia officinalis Gaz söktürücü, antiseptik, kuvvet verici ve uyarıcı

ALIÇ Fructus Crataegi Özellikle kalp üzerinde etkili, idrar söktürücü, kabız

ALTINOTU Herba Ceterachi İdrar söktürücü ve kabız etkileri vardır. Basura karşı, haricen kullanılır.

AMBER Ambra Grisea Kaşalot balığından elde edilir. Kalbi kuvvetlendirir, iştah açar ve cinsel arzuyu artırır.

ANASON Fructus Anisi Vulgaris Gaz söktürücü, iştah açıcı, süt artırıcı ve uyku vericidir.

ANDIZ KÖKÜ Radix Helenii Safra söktürücü, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı,kuvvet verici ve kurt düşürücüdür.

ARDIÇ TOHUMU Fructus Juniperi İdrar artırıcı, terletici, midevî ve antiseptik özellikleri vardır.

ASPİR Flos Carthami Romatizma ağrılarına karşı etkilidir. Dahilen terletici, kurt düşürücü ve adet getiricidir.

BALIKOTU Fructus Cocculi indici Dahilen kurt düşürücü, sara nöbetlerini azaltıcı olarak kullanılır. Tehlikeli bir drogdur.

BAMYA ÇİÇEĞİ Flos Hibisci Dahilen göğüs yumuşatıcı, lapa halinde haricen çıbanları olgunlaştırıcıdır.Kabızlığa karşı etkili ve zararsız bir drogdur.

BESBASE Rhizoma Polypodii Müshil, safra ve balgam söktürücü ve kurt düşürücü etkilere sahiptir.

BİBERİYE Folium Rosmarini Dahilen kabız, hazım sistemi uyarıcısı, safra artırıcı ve idrar söktürücü, haricen ise iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılır.

BÖĞÜRTLEN Folium Rubi Kabız, kuvvet verici, idrar söktürücü ve şeker hastalığına karşı kullanılır. Bademcik iltihaplarında da gargara yapılır.

CİVAN PERÇEMİ Herba Millefolii İdrar artırıcı, iştah açıcı, gaz söktürücü, adet söktürücü ve yara iyileştiricidir.

ÇAKŞIROTU KÖKÜ Ferulae meifoliae Cinsel kudreti artırıcı olarak etkilidir.

ÇAM SAKIZI Terebenthina Communis Solunum ve idrar yolları hastalıklarında kullanılan etkili bir antiseptiktir.

ÇEKEM Fructus Visci albi Kabız, idrar artırıcı, kusturucu, kuvvet verici ve tansiyon düşürücü etkileri vardır. Romatizma ağrılarında kullanılır.

ÇÖREKOTU Semen Nigellae İdrar ve süt artırıcı, iştah açıcı ve adet söktürücüdür.

ÇÖVEN KÖKÜ Radix Saponariae albae Tedavide nadiren kullanılır. Bilhassa tahin helvası yapımında kullanılır. İdrar ve balgam söktürücüdür.

DAĞÇAYI Sideritis Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler.

DEFNE YAPRAĞI Folium Lauri Terletici, antiseptik ve midevi etkilere sahiptir.

DEVE ÇÖKERTEN Fructus Tribuli Taş düşürücü, idrar söktürücü ve kuvvet verici olarak kullanılmaktadır.

DEMİR HİNDİ Pulpa Tamarindorum Müshil ve müleyyin bir etkiye sahiptir. Hiçbir tahriş edici etkisi yoktur.

DENİZ KADAYIFI Carrageen Dahilen, çok kullanılan bir göğüs yumuşatıcı ve öksürük kesicidir.

DEVE DİKENİ Herba Cardui mariae Karaciğer hastalıklarına karşı ve safra artırıcı olarak kullanılır.

DUT MEYVASI Fructus Mori nigri Meyvalardan hazırlanan şurup, gargara halinde, ağız ve boğaz hastalıklarına (pamukçuk) karşı kullanılır.

EĞİR KÖKÜ Rhizoma Calami aromatici Gaz söktürücü, terletici ve antispazmotiktir. Dahilen Prostat, haricen ise romatizma için kullanılır.

FESLEĞEN Herba Basilici Yatıştırıcı, midevi, idrar artırıcı ve gaz söktürücüdür.

FUNDA Herba Ericae İdrar yolları dezenfektanı, idrar söktürücü ve kabız etkilere sahiptir.

GELİNCİK Flos Rhoeados Yatıştırıcı, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı ve hafif uyutucu etkilere sahiptir.

GİNSENG Ginseng Kalp kuvvetlendirici ve yorgunluğu gidericidir. Cinsel gücü artırıcı etkileri vardır.

GÜNLÜK Gummi Olibanum Dahilen kuvvet verici, yatıştırıcı, kabız, idrar artırıcı, adet söktürücü, adet getirici ve romatizma ağrılarını dindiricidir.

HALİLE (Kara-Sarı) Fructus Myrobalani Sarı halile müshil, Kara halile ise kabız olarak kullanılır. Haricen ise yara iyileştiricidir.

HARDAL TOHUMU Sinapis nigrae Haricen lapası, yakısı ve banyosu yapılir. Kanı cilde toplamak ve ağrı kesmek için kullanılır.

HATMİ ÇİÇEĞİ Flos Altheae Göğüs yumuşatıcı ve tahrişleri gidericidir.

HAVACIVA Radix Alkannae Kabız ve yara iyileştiricidir.

HAVUÇ TOHUMU Dauci carotae Midevi, gaz söktürücü, gebeliği önleyici ve cinsel gücü artırıcıdır.

HAYIT TOHUMU Agni-Casti idrar artırıcı, gaz söktürücü ve yatıştırıcıdır.

HÜNNAP Jujubae Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyicidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır.

IHLAMUR Flos Tiliae İdrar artırıcı, terletici, yatıştırıcı, uyutucu ve göğüs yumuşatıcıdır.

ISIRGAN Folium Urticae Yaprak veya kök, dahilen kan temizleyici, idrar artırıcı ve iştah açıcıdır.

İĞDE ÇİÇEĞİ Flos Elaeagni Kabız, kuvvet verici ve antiseptiktir. C vitamini deposudur. Gribe karşı etkilidir.

KAFUR Camphora Sinir sistemi, solunum ve kalp üzerinde uyarıcı etkileri vardır.

KAKULE Cardamomi İştah açıcı, gaz söktürücü ve midevi etkilere sahiptir. Kahveye konur.

KEBABİYE Cubebae Solunum sistemi antiseptiğidir. Belsoğukluğunda kullanılır.

KARANFİL Caryophyllus Uyarıcı, midevi ve antiseptik etkileri vardır.

KEKİK Herba Thymi Midevi, yatıştırıcı, antiseptik etkileri vardır.

KEREVİZ TOHUMU Apii graveolentus Uyarıcı ve iştah açıcıdır. Prostat için kullanılır.

KETEN TOHUMU Semen Lini Müshil, sindirim sistemi iltihapları ve tahrişlerine karşı koruyucudur.

KINAKINA Cortex Chinae midevi, sıtma ve gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu, kalp yatıştırıcıdır.

KISA MAHMUT Chamaedrys midevi, uyarıcı, şeker hastalığına karşı etkilidir.

KIZILCIK Corni maris Etkili ve zararsız bir ishal kesicidir.

KİTRE Tragacantha Boğaz hastalıkları ve iltihaplarında koruyucudur.

KUDRET NARI Momordicae charantiae Mide ve barsak ülserine karşı dahilen kullanılır. Yara, çıban ve ekzemalarda haricen kullanılır.

KUŞBURNU Rosae caninae Bilhassa C vitamini bakımından zengindir. Kabız ve kuvvet vericidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır.

LAVANTA Flos Lavandulae İdrar artırıcı, romatizma ağrılarını dindirici, antiseptik, sinir ve kalp kuvvetlendiricidir.

MAHLEP Pruni mahaleb Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır.

MENENGİÇ Terebinthina Chia Dahilen idrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.

MEYAN KÖKÜ Radix Liquiritiae Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, tad düzeltici ve öksürük kesici etkileri vardır.

MISIR PÜSKÜLÜ Stylus Maydis İdrar söktürücü ve taş düşürücüdür.

MUSKAT Myristicae Gaz söktürücü ve antiseptik olarak bilhassa karın ağrıları için kullanılır.

MÜRSAFİ Gummi Myrrihae Antiseptik ve uyarıcıdır. Bilhassa solunum yolu hastalıklarına karşı kullanılır.

NANE Folium Menthae Özellikle sinirsel kaynaklı mide bulantılarını kesici olarak etkilidir.

OĞULOTU Folium Melissae Yatıştırıcı, midevi, terletici ve antiseptiktir.

PAPATYA Chamomillae vulgaris İdrar artırıcı, yatıştırıcı, safra söktürücü, boğaz iltihaplarında ve iltihaplı yaralara karşı etkilidir.

PELİNOTU Herba Absinthii Midevi, ateş düşürücü, adet getirici etkileri vardır.

REZENE Foeniculi Midevi, gaz söktürücü ve süt artırıcıdır.

SAFRAN Crocus Stigmata Uyarıcı, iştah açıcı, adet söktürücü, koku ve renk vericidir. Değerli bir baharattır.

SALEP Tuber Salep Afrodizyak, kuvvet verici, çocuk ishallerini kesicidir.

SANDALOS Sandaraca Haricen ve dahilen romatizma ağrılarını dindirici olarak etkilidir.

SARI SABIR Aloe Kalın barsağa etkili bir müshildir.

SARI KANTARON Herba Hyperici Dahilen antispazmotik, kabız, yatıştırıcı, haricen ise antiseptik ve yara iyileştiricidir.

SERVİ KOZALAĞI Cupressi Çocukların gece işemelerinde, haricen basura ve kokulu ayak terlemelerine karşı kullanılır.

SİNAMEKİ Folium Sennae Kalın barsak üzerinde etkili olan, kuvvetli bir müshildir.

ŞAHTERE Herbe Fumariae İdrar artırıcı, yatıştırıcı, zayıflatıcı ve tansiyon düşürücüdür.

ŞEYTAN TERSİ Gummi Asa foetida Sinir sistemi yatıştırıcısı, hazmı kolaylaştırıcı ve gaz söktürücüdür.

ÜZERLİK TOHUMU Semen Pegani Kurt düşürücü, adet söktürücü, uyuşturucu, terletici ve yatıştırıcıdır.

ZAHTER Saturejae hortensis Şeker hastalığına karşı kullanılır.

ZENCEFİL Rhizoma Zingiberis Yatıştırıcı ve gaz söktürücüdür.

ZERDEÇAL Curcuma longae Midevi, gaz söktürücü ve safra artırıcıdır.

ZULUMBA Rhizoma Zedoariae İştah açıcı, uyarıcı, idrar artırıcı, balgam ve gaz söktürücüdür.

BAZI TIBBİ BİTKİ YAĞLARI

ACI ELMA YAĞI Salvia Triloba Gaz söktürücü, midevi, ter kesici, idrar artırıcıdır. Haricen yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılır.

ANASON YAĞI Oleum anisi Sinir sistemi uyarıcısıdır.

BADEM YAĞI Oleum Amygdalae Dahilen müshil, haricen yumuşatı-
cı ve yara iyi edici olarak kullanılır.

BİBERİYE YAĞI Oleum Rosmarini Haricen romatizma ağrılarını dindirici olarak kullanılır.

CEVİZ YAĞI Juglandis regiae Müshil ve safra artırıcı olarak kullanılır.

ÇAM TERE- BENTİN YAĞI Oleum Terebinthinae Neft yağı olarak da tanınır. Hari-
cen romatizma ağrılarını giderici ve saçları besleyici olarak kullanılır

ÇÖREKOTU YAĞI Nigellae sativae Haricen saç dökülmesi ve kepeğe karşı kullanılır.

DEFNE YAĞI Lauri expressum Romatizma ağrılarını dindirici ve vücut parazitlerini öldürücüdür. Ayrıca, saç dökülmesini de önler.

HİNT YAĞI Oleum Ricini İnce barsak üzerinde etkili olan ve tahriş yapmayan bir müshildir

KAKAO YAĞI Oleum cacao Basur memelerini, kadınların göğüslerindeki yara ve çatlakları yumuşatmak için haricen kullanılır.

KARANFİL YAĞI Oleum Caryophylli Dişhekimliğinde antiseptik ve ağrı kesici olarak, dahilen ise gaz söktürücü olarak kullanılır.

KEKİK YAĞI Oleum Thymi Dahilen safra artırıcı, kurt düşürücü ve ağrı dindirici, haricen ise antiseptik olarak kullanılır.

KETEN YAĞI Oleum Lini Bezir yağı olarak bilinir. Yara ve yanık tedavisinde kullanılır.

KARABAŞ YAĞI Lavandulae Romanae Haricen ve dahilen antiseptik olarak kullanılır.

LİMON YAĞI Oleum Limonis Uyarıcı ve koku verici olarak kullanılmaktadır.

MERSİN YAĞI Oleum Myrti Dahilen bronşit, verem ve belsoğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır.

NANE YAĞI Menthae Piperitae Hafif antiseptik, ferahlatıcı, koku verici ve mide bulantılarını giderici olarak kullanılır.

OKALİPTÜS YAĞI Oleum Eucalypti Antiseptik olarak haricen kullanılır.

SIĞLA YAĞI Styrax Liquidus Haricen antiseptik, yara iyi edici ve anti paraziter olarak kullanılır.

SUSAM YAĞI Oleum Sesami Dahilen müshil olarak etkilidir. Şe-
ker hastalığına karşı da kullanılır.

TARÇIN YAĞI Oleum Cinnamomi İştah açıcı ve midevi olarak dahilen kullanılır.
Süt

Süt yeni doğan memelilerin yegane gıdasıdır. Bir çocuğun beyin hücreleri
ilk 5.5 -7.0 yılda en hızlı gelişme göstererek, çocuğun beyin
potansiyelini oluşturur. Yeterli hayvansal gıda almayan ve bu arada
yeterli süt içmeyen çocukların beyin kapasiteleri yeterince
gelişmeyebilir. İleri yaşlarda bu açığı kapatmaları ve süt içen
çocukların beyin kapasitelerine erişmeleri pek mümkün olamamaktadır. Bu
potansiyeli harekete geçirebilecek en uygun besin maddesi ise süttür.
Yeni doğan bir bebeğin, en az 3 ay süreyle, bütün besin madde
gereksinmesini, karşılayabilecek yegane gıda ise sadece anne sütüdür.
Anne sütü yerine dünya çapında geniş kabul görmüş bir diğer süt ise inek
sütüdür.

Riboflavin ve Vitamin A bakımından günde bir litre süt içmek yeterli
olabilir. Ancak gebe ve emziren anneler için yeterli sayılmamaktadır.
Günde içilen bir bardak süt (100-250 cc), yaş gruplarına göre protein
gereksinmesinin ne kadarının karşılanabileceği Şekil 1 de verilmiştir.

Süt aynı zamanda, yetişkin ve yaşlı kişiler içinde çok gerekli olan
kalsiyumun en önemli kaynağıdır. Yaşlılar her gün yeterli kalsiyum
almazlarsa, kemikleri süngerimsi bir yapı kazanmakta, kırılgan hale
gelmekte ve çabuk kırılma eğilimi göstermektedir. Ayrıca, kırılan
kemiğin iyileşmesi de oldukça uzun zaman almaktadır. Her gün süt içmek,
bu bakımdan kemiklerin dayanıklılığının artmasına yardımcı olmaktadır.
İnsanların kalsiyum gereksinimleri ve bir litre sütün içerdiği kalsiyum
miktarı ise Şekil 2 de verilmiştir.

İnek sütü hafif asit reaksiyonunda olup, pH olarak 6.4-6.7 arasındadır.
İnsan sütü ise nötrdür. Bütün sütler bekletildiklerinde, bakterilerce
laktozun laktik aside parçalanması sonucu asit reaksiyonu artacaktır.
Organizmalar veya hücreler asit değişimine hassastır. Bütün vücut
sıvılarında olduğu gibi, süt de tampon (buffer) etkisine sahiptir.

Sütün tampon etkisi

Sütü, tampon etkisi, sıvının pH nın (asitlik veya bazlık), değişimini
bir ölçüde önler. Sonuç olarak süt, kendi reaksiyonu pek değişmeden, bir
miktar asit veya alkaliyi absorbe etme özelliğine sahiptir. Sütün bu
özelliği nedeniyle insanlarda, alkali veya asit zehirlenmesinde veya
muhtemel durumlar için kullanılır. Bazı mesleklerde çalışanlara,
anlaşmalar gereği, her gün bir miktar süt verilir. Sütün bu özelliği
yararlı olmakla birlikte, yüksek derecede tampon özelliğine sahip
sıvıların bebek beslenmesinde kullanılması aynı nedenlerle sakıncalı
olabilir. Çünkü bebeklerin asit salgılama kapasiteleri sınırlıdır. Besin
maddelerinin sindirilme aşamasında ve solusyon halinde iken, pH 5
seviyesinde aside maruz kalmaları gerekir. İşte bu nedenle insan sütü
tampon etkisi düşüktür.

Süte Alerji: Alerjik hastalıkların birçoğu, lokal bir hormon olan
histamin etkisiyle oluşur. Bu hormon, vücudun farklı yerlerindeki
hücrelerinde değişik miktarlarda depolanırken, lokal bir uyarı sonucu
salıverilmektedir. Histaminin normal işlevi, gastrik asidin mide içine
salıverilmesini başlatmak ve bağırsakların kaslı duvarlarını harekete
geçirmektir. Histaminin tepki gösterdiği bir başka "olay"da, vücut
dokuları arasında yabancı bir proteinin varlığıdır. Yabancı bir protein,
(örneğin sivrisinek ısırması veya arı sokması gibi) uygun şekil ve
büyüklükte olan bir reseptör tarafından çekilir.

Süte alerjisi olanlar iki açıdan farklılık gösterirler. Birincisi,
salıverilen histamin miktarına hassasiyetleri ve ikincisi de bazı
proteinlere karşı daha fazla antibody üretmeleridir. Proteinin vücuda
girdiği yerde tahriş söz konusudur. Vücudun solunum yollarında oluşan
alerji, burun akmasına, hapşırmaya, gözlerin yaşlanmasına kuru öksürüğe,
alerjik astıma ve zatürree semptomlarına neden olur.

İnek sütüne alerji olan birisi, inek sütü içeren bütün formlarına da
alerji vardır. Ayrıca inek sütüne alerjisi olanların en az yarısı, aynı
zamanda et proteinine karşı da hassastır. İnek sütüne hassasiyet,
bebeklikte başlar. Biberonla beslenen bebekler, bir hafta veya daha
fazla inek sütü aldıklarında hassasiyet kazanırlar. Bu arada bunlardan
birçoğu, problem yaratan semptomlar göstermez. Bu gibi bebeklerin
sindirim salgıları güçlendikçe hassasiyetlerini kaybederler. Bebeklerin
%6 sı zayıf sindirim kapasiteleri nedeniyle, yüksek derecede hassasiyet
gösterirler. İnek sütü ile beslendikleri sürece de normal sağlıklarını
ve büyümelerini sürdüremezler. Biberonla beslenen bebeklerde çok yüksek
duyarlılıkta olan bebekler ise nadir olmakla birlikte bebekler de ani
ölüm kurbanı olurlar.

Laktoz Toleranssızlığı

Laktozun sindiriminde, çocukların mide salgılarında bulunan ve çocuk 3
yaşına gelinceye kadar devam eden gençlik veya çocukluk enzimi ve
yetişkin enzimi etkili olmaktadır. Enzimin eksikliği sadece laktozun
sindirimini engellemekle kalmayıp, laktoz çok az miktarda alındığında
bile, bulantı ve kusmaya neden olmaktadır. Dolayısıyla yetersiz beslenen
toplumlarda bir çocuğun ileri yaşlarda sütten kesilmesine biyolojik
olarak limit getirmektedir. Bazı Asya ve Afrika toplumlarında,
populasyonun yarıdan fazlası, yetişkin enziminden yoksundur. Kafkas
toplumları arasında % 85 i bu enzime sahiptir. Yoğurttaki laktoz
enziminin parçalanmasını enzim yerine bakteri yapmakta ve bu problem
ortadan kalmaktadır.

Kansızlık

Süt, demirce fakir olup bir bebeğin demir gereksinmesini karşılayacak
düzeyde değildir. Uzun süre sütle beslenen, diğer gıdalardan uzak duran
çocuklarda kansızlık gelişme olasılığı da söz konusudur.

Sütle geçen hastalıklar

Ayrıca, hangi türe ait olursa olsun, süt,sağlıklı koşullarda üretilmemiş
ise o zaman hastalık etmeni mikroorganizmalar için de uygun besi ortamı
teşkil ederek hastalık taşıyıcısı olabilmektedir. Bu hastalıklar içinde
de en önemlisi, ineklerde yavru atmaya sebep olan Brusella hastalığıdır.
Bu hastalıkla bulaşık süt içerek Brusella etmenini alan hamile
kadınların da bebeklerini kaybetme riskleri vardır. Brusella, "Malta
Humması", "Akdeniz Humması" veya "Dalgalanan Humma" olarak da
bilinmektedir.

Sonuç

Süt çok değerli bir besin maddesi olmakla beraber tüketicinin karşısına
çıkmadan önce, sağlıklı koşullarda üretilmiş ve yine uygun koşullarda,
tüketime sunulmuş olmalıdır. Sütün oluştuğu meme sağlığı, sütün sağım
şekli kullanılan ekipmanın durumu, sağım sonrasında sütün muhafazası ve
değerlendirilmesi, sütün sağlıklı olması ve kalitesi açısından çok
önemli işlemlerdir. Bugün Avrupa ülkelerinin hemen hepsi gerek
tüketicinin kullanımına sunulan süt olsun gerekse süt işleme
endüstrisinde işlenmek üzere gelen sütler için standartları oluşturmuş
durumdadır. Bu standartlar arasında somatik hücre sayısı değeri uzun
süredir yerini almış ve kaliteli ve sağlıklı süt üretimi konusunda
uygulanan kontrol metotları arasına girmiştir.
Biberiye cayi

Biberiye cayi oldukca iyi bir antiseptik. Dis eti rahatsizliklarinda evde ipanol yerine gargara icin bunu kullanabilirsiniz. Ayrica dis ameliyati (yanlis ilac kullanimi sonucu bunun temizlenmesi amaciyla) sonucu atilan dikislerin alinacagi tarihe kadar doktorun verdigi antiseptik ilac yerine biberiye cayi ile gargarayi tercih edebilirsiniz.

19 October 2006

Diyet yaparken nelere dikkat etmeli!

Sık sık, azar azar beslenmek metabolizmayi hizlandirdigi gibi, yavas yemeyi de saglar. Ac kalmak ve ogun atlamak, bir sonraki ogunde hem hizli hem de fazla yemek yenilmesine neden olur.

Kilo fazlasi olanlar genelde ogun atlayarak, hicbir sey yemeyerek sonuc almaya calisir. Boyle bir davranis, vucudu acliktan olme panigine surukler ve `kitlik'' moduna gecen metabolizma yavaslar, yag yakmak yerine tuketilen her besini yag seklinde depolama yoluna gider. Bu nedenle basta kahvalti olmak uzere asla ogun atlanmamasi ve 2.5 - 3 saatlik araliklarla beslenilmesi gerekir.', 'Dunya Saglik Orgutu''nun 2000 yili saglik raporunda sismanlik, "vucutta fazla miktarda yag birikmesi sonucu ortaya cikan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir saglik sorunu" olarak tanimlaniyor. Asiri besin alimi, yetersiz fiziksel aktivite, kalitim, noroendokrin etmenler, psIkolojik sorunlar, cinsiyet, egitim duzeyi, evlilik, dogum sayisi, sigarayi birakma, alkol kullanimi gibi faktorlere bagli olarak gelisen sismanlik tek basina oldugu gibi komplikasyonlari ile de yasam suresini kisaltan ve yasam kalitesini dusuren ciddi bir hastalik.

Komplikasyonlari arasinda ilk akla gelenler: Kalp-damar hastaliklari, hipertansiyon, seker hastaligi, bazi kanser turleri, solunum rahatsizliklari, karaciger yaglanmasi, safra kesesi hastaliklari, eklem hastaliklari, adet duzensizlikleri, kisirlik...
seklinde siralanabilir.

Cagimizin bu onemli saglik sorununu cozmek icin ne yapmaliyiz? Her gun gazete, dergi, televizyon, internet gibi kitle iletisim araclarinda onlarca "sok diyetler" ile karsilasiyoruz. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka "kisiye ozel" olarak hazirlanmali. Cunku herkesin metabolizmasi farkliliklar gosterir, tipki parmak izi gibi. Ote yandan kilo fazlasi olanlar genelde ac kalarak, ogun atlayarak, hicbir sey yemeyerek sonuc almaya calisir.
Boylesi bir davranis, vucudu acliktan olme panigine surukler ve "kitlik" moduna gecen metabolizma yavaslar, yag yakmak yerine tuketilen her besini yag seklinde depolama yoluna gider. Buna karsilik sIk sIk, azar azar beslenmek metabolizmayi hizlandirdigi gibi, yavas yemeyi de saglar.

Ac kalmak ve ogun atlamak, bir sonraki ogunde hem hizli hem de fazla yemek yenilmesine neden olur. O nedenle basta kahvalti olmak uzere asla ogun atlanmamali, 2.5 - 3 saatlik araliklarla beslenilmelidir.

Kati margarin, tereyagi, kaymak, krema, mayonez, cipsler, soslar, kuruyemisler gibi enerji degeri yuksek, ote yandan hicbir besleyici degeri olmayan yagli yiyeceklerden, kizartma ve kavurma islemlerinden olabildigince kacinmakta yarar var. Seker ve seker iceren besinler (bal, recel, pekmez, hazir meyve sulari, gazli icecekler, tatlilar vs) kana tamamen ve hizla karisirlar.

Pankreastan salinan insulin hormonu ile kan sekeri duser ve tekrar tatli yeme istegi dogar. Dolayisiyla seker ve seker iceren besinler kan sekerinde ani dalgalanmalara yol acarlar. Halbuki seker tadindan vazgecemeyenler icin uretilen, seker yerine kullanilabilen, ayni tadi verebilen, saglik acisindan sakincasi bulunmayan, dusuk kalorili veya kalori icermeyen yapay tatlandiricilar ile kan sekerindeki dalgalanmalari ve tatli istegini ortadan kaldirmak mumkun olabilir.

Suyun; alinan besinlerin sindiriminden, metabolik atiklarin disari atilmasina kadar her asamada cok onemli gorevleri bulunur. Bu nedenle gunluk sivi tuketimi arttirilmak gerekir. Katkisiz, en iyi cozucu su oldugu icin gunde 8-10 bardak su icilmesi tavsiye edilir.

Diyet yaparken cay, kahve, bitki ve meyve caylarini sekersiz ya da en azindan yapay tatlandiricilar ile gazli iceceklerin de light olanlarini tercih edin.

Ayrica posali yani lifli besinlerin tuketimi arttirin. Posali besinler kan sekerini, kan basincini (tansiyonu) ve kan kolesterolunu istenilen seviyede tutmaya yardimci olur. Midede, su ile birlikte hacimlerinin 20 kati kadar siserler; tokluk, doygunluk hissi saglarlar. Ayrica diskilama sayisini ve sIkligini arttirirlar.

Kabizlik sIkayeti varsa ortadan kalkar, boylelikle kilo vermeye de yardimci olurlar. Kalin bagirsak kanserinden koruyucu etkileri de mevcuttur. Bu yuzden haftada 2-3 kere kurubaklagil yemegi yenilmesi onerilir. Bugday ekmegi yerine kepek, cavdar, yulaf ekmegini; pirinc yerine de bulguru tercih etmeniz onerilir. Hatta pirinc, makarna, eriste ve unun da kepekli olanlarini kullanmak daha saglikli olur.
Sebze ve meyveler de posa icerir. Ancak posalari kabuk ve kabuga yakin yerlerde bulundugu icin, soyulmadan yenilebilenleri iyi bir sekilde yikadiktan sonra kabuklari ile tuketmek her zaman icin daha yararli olur.

Diyete ilave olarak mutlaka spor da yapilmasi gerekir. Dunya Saglik Orgutu en cok tempolu yuruyusu oneriyor. Bunun disinda; cok hafif tempoda kosma, bisIklete binme, yuzme, tenis, aerobik ve jimnastik tarzi kalbi calistiran sporlar yapilmasi da uygun goruluyor. Sporu asla odev olarak gormeyin. Unutmayin amac; metabolizma hizini dusurmemek, kilo verirken bir noktada agirligin sabit kalmasini onlemek, verilen kilolarin kalici olmasini saglamak ve en onemlisi saglikli yasama adim atmaktir. Sonucta "1 saat" dedigimiz gunun sadece % 4''udur.

Zeytinyağı

Son yıllarda yapılan araştırmalar, zeytinin yalnızca lezzetli bir besin değil, bunun yanında önemli bir sağlık kaynağı olduğunu da ortaya koymuştur*.

Zeytinin yanı sıra DOĞAL OLARAK ELDE EDİLEN zeytinin yağı da önemli bir besin kaynağıdır .*

Kalp ve Damar Sağlığına Faydalı Olması', 'Zeytin ve zeytinyağ içinde bulunan yağ asitlerinin çoğu tekli doymamış yağdır. Tekli doymamış yağlar kolesterol içermezler. Bundan dolayı zeytinyağ kandaki kolesterol oranını yükseltmemekte, tam tersine kontrol altında tutmaktadır . Zeytinyağ ayrıca vücut için zaruri olan (EFA: essential fatty asit) omega-6 yağ asidi (linoleik asit) içermektedir. Bu özelliğiyle sağlık örgütleri, (Dünya Sağlık Örgütü/WHO) damar sertliği, şeker hastalığı oranlarının yüksek olduğu toplumlarda kullanılan yağların içindeki yağ asidinin en az %30''unun omega-6 yağ asidi (linoleik asit) olmasını önermektedirler ki, bu da zeytinin değerini büyük ölçüde artırmaktadır.

Bu konuda yapılan çalışmalar, 1 hafta boyunca her gün 25 mililitre -yaklaşık 2 yemek kaşığı- doğal zeytinyağı tüketen insanların daha az LDL (kötü
kolesterol) ve daha yüksek antioksidan seviyeleri gösterdiklerini ortaya çıkarmıştır. Antioksidanlar, "serbest radikaller" denilen vücudumuzdaki zararlı maddeleri etkisiz hale getirmeleri ve hücrenin tahrip edilmesini engellemeleri bakımından son derece önemli maddelerdir. Ayrıca zeytinyağı kullanımının kolesterol seviyelerini düşürdüğü ve kalp hastalıklarını önlediği pek çok araştırma ile de tasdik edilmiştir.

Zeytinyağı, kanda dolaşan LDL adlı zararlı kolesterol düzeyini düşürdüğü, aynı zamanda HDL adlı faydalı kolesterol düzeyini ise yükselttiği için kalp ve damar hastalarına ilaç olarak tavsiye edilmektedir. Yüksek oranda kalp ve damar hastalıkları vakalarına rastlanan ülkelerde çoğunlukla yüksek kolesterol düzeyine sahip doymuş yağlar tüketilmektedir .

Bunun yanı sıra zeytinyağı, vücutta bulunan omega-6 yağ asidinin omega-3 yağ asidine oranını da bozmamaktadır. Omega-3 ve omega-6 yağ asitlerinin vücuda belli bir oranda alınması çok önemlidir. Çünkü bu oranlardaki dengesizlik durumunda kalple, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar ve kanser de dahil olmak üzere birçok hastalığın ilerlemesi söz konusu olmaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı pek çok insan zeytinyağı ile sağlık bulmaktadır. Amerikan Kalp Topluluğu, kalp hastalığı riskini azaltmak için yüksek tekli doymamış yağ diyetlerinin, %30 düşük yağlı diyete bir alternatif olabileceğini ileri sürmektedir.

Kanser Önleyici Olması

*The Archives of Internal Medicine*''de yayınlanan bir çalışma, yüksek oranda tekli doymamış yağ tüketen kadınların göğüs kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu göstermiştir. New York''ta Buffalo Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ayrı bir çalışmada ise, zeytinyağı gibi bitkisel yağlarda bulunan bir yağ olan B-sitosterol''ün, prostat kanseri hücrelerinin oluşumunu engellemede yardımcı olabildiği belirtilmiştir.

Araştırmacılar B-sitosterol''ün, hücrelerin bölünmemesi emrini veren hücre içi haberleşme sistemini güçlendirdiği, böylece hücre büyümesi kontrolsüz hale gelmeden kanserin engellenebileceği sonucuna varmışlardır.

Oxford Üniversitesi''ndeki doktorlar tarafından yürütülen son araştırmada da, zeytinyağının bağırsak kanserine karşı koruyucu özelliğe sahip olduğu bulunmuştur. Doktorlar zeytinyağının, bağırsak kanserlerinin başlamasını engellemek için midedeki asitle tepkimeye girdiğini keşfetmişlerdir. Oxford araştırmacıları aynı zamanda zeytinyağının safra asiti miktarını azaltarak ve DAO (diamin oksidaz adlı enzim) seviyesini yükselterek, anormal hücre artışına ve kansere karşı koruyucu olduğunu keşfetmişlerdir.

Artriti (eklem enfeksiyonu) Önlemesi

Araştırmacıların raporlarına göre bol miktarda zeytinyağı ve pişmiş sebze yiyen insanların eklemlerdeki kronik enfoksiyonel bir hastalık olan romatizmal artrit geçirme riskleri azalabilmektedir.

Kemik Gelişimine Yardımcı Olması

Zeytinyağının içerdiği E, A, D, ve K vitaminleri, çocukların ve erişkinlerin kemik gelişimine yardımcı olması, kalsiyumu sabitleyerek kemikleri güçlendirmesi bakımından oldukça önemlidir. Aynı zamanda yaşlılara da özellikle tavsiye edilmektedir, çünkü sindirimi kolaydır ve minerallerle vitaminlerin vücutta kullanılmasına yardımcı olur. Ayrıca kemik mineralizasyonunu (minerallerin kemiklerde çökmesi) harekete geçirerek kalsiyum kaybını engeller.Kemikler organizmanın mineral yapılarının deposunu oluşturur ve kemiklerde mineral birikimi olmadığı takdirde kemik yumuşaması gibi ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkar. Bu bakımdan zeytinyağının, iskelet yapısı üzerinde çok olumlu katkısı vardır.

Yaşlanmayı Önlemesi

Zeytinyağının içerdiği vitaminler, hücre yenileyici özelliklere sahip oldukları için, yaşlılık tedavisinde de kullanılır, cildi besler ve korurlar. Besinler bedenimizde enerjiye çevrilirken oksidan denilen bazı maddeler ortaya çıkar. Zeytinyağı, içerdiği çok sayıdaki antioksidan maddeyle zararlı maddelerin tahribatını önler, hücrelerimizi yeniler, doku ve organlarımızın yaşlanmasını geciktirir. Zeytinyağı aynı zamanda vücudumuzda hücreleri tahrip eden, yaşlandıran "serbest radikal"leri baskılayan E vitamini açısından da zengindir.

Çocukların Gelişimine Katkısı

Zeytin ve zeytinyağı, içinde bulunan linoleik asitten (omega-6 yağ asidi) ötürü yeni doğmuş bebekler, gelişim çağındaki çocuklar için son derece faydalı bir besindir. Linoleik asitin eksikliği, bebekteki gelişimin yavaşlamasına ve birtakım deri rahatsızlıklarının ortaya çıkmasına neden olur.

Zeytinyağı, vücudumuzdaki zararlı maddelerin tahribatını önleyen antioksidan elementleri ve insan için büyük önem taşıyan yağ asitleri içerir. Bunlar da hormonlara destek olur ve hücre zarının oluşumuna yardımcı olurlar.

Zeytinyağı, insan sütündeki yağ asidi oranına benzer, dengeli bir çoklu doymamış bileşime sahiptir. İnsan vücudu tarafından elde edilemeyen, aynı zamanda vücut için vazgeçilmez önemi olan bu temel yağlı asitleri açısından, zeytinyağı yeterli bir kaynaktır. Bu faktörler zeytinyağını, yeni doğmuş bebekler için oldukça faydalı kılmaktadır.

Doğum öncesi ve sonrasında bebek beyninin ve sinir sisteminin doğal gelişimine katkıda bulunmasından dolayı uzmanlarca, annelere önerilen tek yağ, yine zeytinyağıdır. Anne sütüne yakın miktarda linoleik asit içermekle beraber yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında anne sütü kadar doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.

Tansiyon Düşürücü Etkisi:

*The Archives of Internal Medicine* dergisinin 27 Mart 2000 tarihli sayısında yayınlanan bir çalışma, zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisini bir kez daha vurgulamaktadır. Ayrıca zeytin ağacının yaprağı ile tansiyon düşürücü ilaçlar yapılmaktadır.

İster sıcak, ister soğuk olarak tüketilsin, zeytinyağı mide asitini azaltarak mideyi gastrit ve ülser gibi hastalıklara karşı korur. Bunun yanı sıra safra salgısını harekete geçirerek, en mükemmel hale gelmesini sağlar.

Safra kesesinin boşalma işlemini düzenler ve safra taşı riskini azaltır.

Ayrıca içindeki klor sayesinde de karaciğerin çalışmasına yardımcı olur ve böylece vücudun atıklardan kurtulmasını kolaylaştırır. Bunların yanı sıra beyin atardamarlarının sağlığına da olumlu etkisi vardır.

Zeytinyağı, tüm bu özellikleri dolayısıyla son yıllarda uzmanların oldukça dikkatini çekmektedir Uzmanların yorumlarından bir kısmı şöyledir:

Sağlık ve beslenme konusunda önde gelen otoritelerden biri, CNN''in ödüllü muhabiri, *The Food Pharmacy *(Besin Eczanesi) ve *Food-Your Miracle Medicine *(Yiyecekler-Mucizevi İlaçlarınız) kitaplarının yazarı ve aynı zamanda uluslararası bir köşe yazarı olan Jean Carper:

Yeni İtalyan araştırması zeytinyağının, LDL kolesterolünün atardamarları tıkama özelliği de dahil olmak üzere bazı hastalık süreçleriyle savaşan antioksidanlar içerdiğini bulmuştur.

Diyetisyen ve beslenme uzmanı Pat Baird:

Zeytinyağının çok yönlülüğü... onun beden sağlığına olan faydası hakkında daha öğreneceğimiz çok şey var.

Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Epidemiyoloji Bölümü başkanı Dr. Dimitrios Trichopoulos:

Amerikalı kadınlar doymuş yağların yerine daha fazla zeytinyağı tüketmiş olsalardı göğüs kanseri riskinde %50 kadar azalma gerçekleşebilirdi.

... Zeytinyağı bazı habis tümör türlerine karşı koruyucu bir etkiye sahiptir: prostat, göğüs, kolon, pullu hücre ve yemek borusu tümörleri.

Miami Üniversitesi Tıp Fakültesi''nden D. Peck:

Zeytinyağının farelerdeki bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya çıkarılmıştır...

Milano Eczacılık Fakültesi''nden Bruno Berra:

... natürel sızma zeytinyağının küçük polar bileşenleri LDL''nin oksidasyona olan direncini belirgin şekilde artırır.

II. Federico Üniversitesi Dahiliye ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü''nden A. A. Rivellese ve G. Riccardi, M. Mancini:

Zeytinyağı insülin direncini engeller ve kandaki glikozun daha iyi kontrolünü sağlar.

Seconda Universita degli Studi di Napoli, Facolta di Medicina e Chirurgia, Patrizia Galletti:

Zeytinyağı polifenollerinin besin olarak alımı, reaktif oksijen metabolitlerle ilgili olan hastalıkların riskini azaltabilir -mide ve bağırsakla ilgili bazı hastalıklar ve damarların tıkanması gibi. Zeytinyağı hidroksitirosolu insan eritrositlerini oksidatif tehlikeye karşı korur.

Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu''ndan Frank Sacks:

Zeytinyağı açısından zengin bir diyet, aşırı şişmanlığı kontrol altına almada ve tedavi etmede düşük yağlı bir diyetten daha etkilidir. Ayrıca daha uzun süreli kilo kaybına neden olur ve kiloyu korumak daha kolaydır...

*Görüldüğü gibi bugün birçok bilim adamı zeytinyağını esas alan beslenme modelinin en ideal şekil olduğunu düşünmektedir. Bu özelliklerinden dolayı günlük beslenme programında her öğünde bulunması gereken en temel besinler, zeytin ve zeytinyağı olarak belirtilmektedir. Allah''ın pek çok ayette dikkat çektiği zeytin bitkisinin faydaları, tıp bilgisinin artmasıyla paralel olarak keşfedilmiştir.

16 October 2006

Meyveler

Elma

Ona kısaca meyvelerin sağlık pınarı veya meyvelerin kraliçesi diyebiliriz. Günde 1 - 2 elma yemek sağlık açısından oldukça yararlı.

Besin değeri: Bol miktarda C vitamini ve potasyumun yanı sıra elmada daha birçok yararlı besin değeri bulunuyor. Bunların başında organik asitler, eterik yağlar ve petkin geliyor. Petkin vücudu toksinlerden arındırır, kolesterolü düşürür ve şekeri dengede tutar. İçerdiği maddeler bakterilerin vücudunuzu etkilemesini önler.

Önerimiz: Elmayı daima kabuğuyla yiyin. Çünkü vitamin ve değerli maddeler kabuğun altındaki kısımda bulunuyor.

Portakal

Portakal için 'tanrıların armağanı' denir. Bu iddianın gerçeklik payı çok büyük. Çünkü yüksek miktarda beta karoten ve C vitamini içeren portakal, enfeksiyonlara karşı mükemmel bir koruma sağlıyor.
Ayrıca portakalın beyaz etinde ve kabuğunun altında kanser ve kalp krizi riskini azaltan maddeler bulunuyor.

Besin değeri: C vitamini ve selenyum açısından çok zengin olan portakal, stres ve ateşli hastalıklara iyi geliyor.

Önerimiz: Sıvıyağ veya margarin sürülmüş ekmek eşliğinde tüketin.
Böylece vitaminin vücut tarafından alımı kolaylaşır.

Üzüm

İster meyvesini tüketin ister suyunu, üzüm daima sağlık açısından yararlı ve bol bol tüketilmesi gereken bir meyve.

Besin değeri: Potasyum, demir ve bol miktarda magnezyum içerir. Bu maddeler fiziksel ve ruhsal açıdan enerji verir.

Önerimiz: Üzümleri sıcak suyla iyice yıkayın. Ancak bu şekilde üzerine yapışan tarım ilaçlarından arındırabilirsiniz

Mango

Sarı ve turuncu arasında değişen bu hoş kokulu meyvenin tadına en çok olgunken varabilirsiniz. Mümkün olduğunca çiğ olarak tüketin.

Besin değeri: C vitamini, Provitamin A ve B vitamininin tüm türlerini içerir. B vitaminleri sinirler, cilt ve saçlar için çok yararlıdır.

Önerimiz: Buzdolabında saklamayın. Oda sıcaklığında olgunlaşmasını bekleyin.


Limon

Limon asidi yönünden zengin olan bu meyve, hazmı kolaylaştırır.
Olgunlaşmış limonun suyu ise kalbi güçlendirir.

Besin değeri:C vitamini, magnezyum ve bakır içerir. Soğukalgınlığı ve strese karşı birebirdir.

Önerimiz: C vitamini oranı daha yüksek olduğundan iyice sararmış olan limonları almayı tercih edin.

Sebzeler:

Brokoli

Kansere iyi geldiği bilinen 10 sebze türü arasında birinci sırada brokoli bulunuyor. Bolca potasyum ve az miktarda sodyum içerdiğinden kalp ve böbrek hastalıklarına da iyi geliyor.

Besin değeri: Potasyum, demir, karoten ve kalsiyum içerir. Kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Önerimiz: Sapları ile birlikte tüketin. Saplarında bağışıklık sistemini güçlendiren selenyum bulunuyor.

Domates

Kalorisi düşüktür. Vücudun fazla suyu atmasını sağlar ve tansiyonu düşürür. Uzmanlar, romatizmadan şikayetçi olanlara günde bir bardak domates suyu içmelerini tavsiye ediyor.

Besin değeri: Domateste anti oksidan etkisi gösteren A, C ve E vitamini bulunuyor. Strese iyi geldiği biliniyor. Ayrıca bol miktarda vitamin içerdiğinden kanseri önlediği de öne sürülüyor.

Önerimiz: Domatesle aynı oranda besin değerine sahip olduğundan bol miktarda ketçap da tüketebilirsiniz.

Enginar

İster haşlanmış olarak ister soslu veya sossuz; damak zevkine düşkün olanların ilacı enginar her türlü yenebiliyor. İçerdiği en önemli madde olan Cynara scolymus dalağın ve metabolizmanın daha iyi çalışmasını sağlıyor.

Ayrıca enginar kolesterolü de düşürüyor.

Besin değeri: Cynara scolymus ve beta karoten. Romatizma, gut, obezite, yüksek kolesterol ve mide asidi gibi metabolizma rahatsızlıklarında olumlu etkileri var. Ayrıca mideyi de rahatlatıyor.

Önerimiz: Mideniz yağ hazmetmekte zorlanıyorsa, enginar yemeyi deneyin.

Kırmızı pancar Alternatif tıbba bakılacak olursa, kırmızı pancar mucizeler yaratıyor. Özellikle kırmızı pancar suyunun kansere karşı bire bir olduğu ileri sürülüyor. Bunun nedeni ise, vucüdu kanserden koruyan önemli maddeler içermesi.

Besin değeri: Folik asit, potasyum, mangan ve magnezyum. Ayrıca içeriğindeki demir ve bakır, kan yapımını destekliyor. Özellikle doğurganlık çağında bulunan kadınlar için önemli. Çünkü bu çağlarda folik asit eksikliği görülebiliyor.

Önerimiz: Besin değerini yitirmemesi için taze olarak tüketin.

Sarmısak

Yararlı asitlerin üretilmesini destekleyen sarmısağın faydalarını saymakla bitiremeyen Amerikalı uzmanlar, ona "mucizevi ilaç"ismini vermişler.

Besin değeri: Eterik bir asit olan alisin ve selenyum. Kan dolaşımını destekler ve dezenfekte edici özelliği vardır.

Önerimiz: Sarmısağı çok fazla pişirmeyin. Hafif sarı bir renge dönüşmesi uygundur. Aksi halde acı bir tat alır.

Baharatlar:


Zencefil

Hindistan ve Çin'de uzun süredir tedavi amaçlı kullanılıyor.

Besin değeri: Eterik yağlar içeriyor. Mide bulantısı ve özellikle hazımsızlık sorunlarına iyi geliyor.

Önerimiz: Zayıflatıcı özelliği vardır. Taze zencefili dilimleyip sıcak suda 7 dakika demlenmesini sağlayın. Ardından çay olarak tüketin.

Tarçın

Tarihe mal olmuş güzel kadınların aşk iksiri arasında mutlaka tarçın yer alırdı. Bu kadınlardan biri de Kleopatra. Anason, karabiber ve Hintcevizinin yanı sıra tarçın kullanmayı da ihmal etmezdi.

Besin değeri: Eterik yağlar. İştahsızlık, mide, karın ağrıları ve hazımsızlığa karşı iyi geldiği biliniyor.

Önerimiz: Ruh halini olumlu etkilediğinden kadınlara regl döneminden bir hafta önce tarçın tüketmeleri tavsiye ediliyor. Örneğin yulaf ezmesini tarçınla tüketebilirsiniz

Balık:

Somon balığı

Ne yazık ki günümüzde tatlı suda doğup sonra denizde yaşayan ve üremek için tekrar tatlı suya dönen yabani somon balığı bulunmuyor.
Bunun yerine suni olarak üretilen somon balığı sunuluyor.

Besin değeri: D, B6 ve B12 vitamini, iyot ve potasyum içeriyor.
Somon balığı bol miktarda yağ içerdiği halde, yüksek orandaki Omega
3 yağ asidi kanı sulandırıyor.

Önerimiz: Haftada 1 - 2 kez balık yiyin.

Yağ:

Zeytinyağı

Asırlardır bir sağlık kaynağı olarak kabul gören saf zeytinyağının kalp krizi riskini azalttığı ve kanseri önlediği biliniyor.

Besin değeri: Basit doymamış yağ asitleri ve bitkisel maddeler.
Kolesterolü düşürür ve damar tıkanıklığına karşı korur.

Önerimiz: Sızma zeytinyağı vücut tarafından daha iyi değerlendirilir ve kan dolaşımını kolaylaştırır. Bundan dolayı sızma zeytinyağı tüketmeyi tercih edin.

Süt ürünleri:

Yoğurt

Kolay hazmedilir ve kalorisi düşüktür. 100 gr yoğurtta yüzde 1,5 yağ ve 44 kalori bulunuyor. Süt asidi, özellikle albümin hazmını kolaylaştırıyor.

Besin değeri: Albümin, kalsiyum ve A vitamini.Yoğurt bileşimi sayesinde hazmı destekliyor ve dengeliyor.

Önerimiz: Süt asidi bakterileri eklenmiş yoğurt türlerini her gün tüketmek bağırsakları güçlendirir.

Çerez:

Badem

Kadınlara özgü bir çerez olarak tanımlanıyor. Bunun nedeni ise; bademin hamileler için bir güç kaynağı olması ve kadınlara has bel ağrılarına çok iyi gelmesi. Bademin aynı zamanda cildi güzelleştirici etkisi de bulunuyor.

Besin değeri: E, B2 vitamini, magnezyum, kalsiyum ve mangan. Beden ve zihin yorgunluğunu gideriyor.

Önerimiz: Akşamdan bir bardak süte 5 adet badem atıp sabaha kadar bekletin. Sabah bademi tüketin. Mutlaka çok iyi çiğneyin. Aksi halde hazmedilmeden vücuttan tekrar atılır.

Kabak çekirdeği

Kabak çekirdeğini kavrulmuş veya kavrulmamış olarak temin edebilirsiniz.
Bilimsel açıdan etkisi henüz tam olarak kanıtlanmadıysa da, kabak çekirdeği özellikle erkekler için biyolojik bir mucize olarak görülüyor.

Besin değeri: Albümin, magnezyum, çinko ve E vitamini. Prostat üzerinde olumlu etkileri olduğu gibi, aynı zamanda idrar yollarına da iyi geliyor.

Önerimiz: Cips yerine bunu çıtlatmayı deneyin.

15 August 2006

Balın Faydaları

Balın en önemli özelliklerinden biri içinde bakteri barındırmamasıdır. Dr.Bodag F.Beck ‘Bal ve Sağlık’ adlı kitabında buna şöyle değinir;

Bütün canlılar yaşamlarını devam ettirebilmek için bir miktar neme ihtiyacı vardır. Bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar ayrıca balın asidik tepkisi de bakterilerin yaşaması için uygunsuz bir ortam oluşturur.

İnsan vücudunu etkileyen birçok mikroorganizma balda yok olur.  

Bal içinde bakteri barındırmamakla kalmaz aynı zamanda bir bakteri yok edici olarak kullanılır. Örneğin Antibiotiklere karşı dirençli olduğu bilinen MRSA ( Metisiline Reziztans Staf Aureus) bakterisinin bala karşı koyamadığı tespit edilmiştir.

Dr. W.Sackett bal sayesinde tifo mikroplarını 48 saat içinde yok etmiştir. Dizanteri mikropları 10 saat içinde ölmüştür. (Murray Hayt ,The World of Bees ,Coward Mcnann Inc ,N.Y. s.185 )

Vücutta kemik ve dişlerin teşekkülünde önemli rol oynayan minerallerin balda bulunuşu kansız kalmış şahıslar ,büyüme ve gelişme çağındaki gençler ve her yaşta insanların beslenmelerinde önemli rol oynamaktadır. (http://www.geocities.com/traricilik/standart.html)

Balda şimdiye kadar oniki değişik enzim olduğu saptanmıştır. Enzimsiz yaşam mümkün olmazdı enzimler bütün biyokimyasal süreci organize eder,yönetir,düzene koyar ve hızlandırır hastalıkları iyileştirir. Balın içerdiği Magnezyum damarlarda kanın pıhtılaşmasını önler,ayrıca stresin olumsuz etkilerinden korur. Potasyum barsak adalelerinin faaliyetini hareketlendirir. Ayrıca sindirim için polenlerde önemlidir. Araştırmalarda alınan sonuca göre çiçek polenleri ince barsak mukozasında dolaşımı hareketlendirir. Dahası balı yedikten 20 dk. Sonra barsak cidarının bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ve besinler yoluyla alınan zararlı maddelerin etkisinden koruyan maddeler barsakta serbest bırakılmasında etkili olur .Balda ayrıca vücudun ancak az miktarda üretebildiği Chocin maddesi vardır. Bu nedenle bu madde vücuda günde iki,üç gram verilmelidir. Chocin karaciğerin yağ metabolizmasını ayarlar ve bu organın yağ bağlamasını önler. (http://www.genetikbilimi.com/genbilim/dogalilacbal.html)

Amerikan Dental Araştırmalar Birliğinin İllinois Chicago da düzenlenen ‘Oral Sağlık İçin Yararlı Yiyecekler’ konulu sempozyumda, balın diş çürüğünü önlediği ortaya konmuştur.Yeni Zelenda Waikata Üniversitesi Biyokimya  uzmanı Bal Araştırma Ünitesi başkanı Doç. Dr.Peter Molan  diş çürüğünden sorumlu bakterilerden Streptococcus mitis, Streptococcus Sabrinus ve Lactobacillus casii nin ürettikleri asit miktarını balın önemli ölçüde azalttığını belirtmiştir. Bu durumun balın dental plaktaki dextran üretimini engellediğinden kaynaklandığı ve baldaki bir enzimin Hidrojen Peroksit ürettiği görülmüş bunun balın antibakteriyel etkisini artıracağını böylece dişetinin enflamatuar enfeksiyonlarının tedavisinde balın bu etkisinden faydalanılabileceği bildirilmiştir. Anti enflamatuar kompenentleri sayesinde şişliği ve ağrıyı azaltan özelliği ile balın yaraları iyileştirme konusunda mükemmel +bir sonuç verdiği saptanmıştır. (http://www.dentalgazete.com/)

Rota Virüs, E.Coli, Salmenalla gibi mikroorganizmaların sebep olduğu, ani ishal ve kusmalarla başlayan AKUT GASTROENTERİT’in yılda 0-5 yaş arası 500 milyon çocuğu ölümle tehdit ettiği belirtilmektedir. Son elli yıldır ishalli hastalara serum takılıyor, hasta damar yoluyla tedavi ediliyordu. Bunun pıhtı oluşması ve herhangi bir damarı tıkaması gibi sakıncalarının olduğu belirtilmektedir. Son zamanlarda Oral Rehidratasyon mayil denen şekerli, tuzlu solüsyonlar ile çok iyi netice elde ettiler. İshalli bir çocuğun aç bırakılması çocuğun ölmesine sebep olabilir.Oral tedavi Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından bütün dünyaya asrın buluşu olarak tavsiye edilmiş olup Brıtish Medical Journal adlı dergide yayınlanan bir makalede de Şeker yerine bal kullanmayı tavsiye etmiştir.(Mustafa ÖZER,Alternatif tıp ve şifa Sofrası,İSTANBUL)

Yukarıda birkaç örneği verilen pekçok  bilimsel araştırmalar sonucunda Bal gerek içinde barındırdığı vitaminler ve minerallerle gerekse yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için tam bir şifa kaynağı olduğu tespit edilmiştir. Yaklaşık balın 500 hastalığa faydalı olduğu belirtilmiştir. İşte Balın faydalarından birkaçı:

İYİ BİR KORUYUCUDUR: Antibakteriyel özelliğinden dolayı içinde birçok gıda bozulmadan saklanabilir.

MİDEYE KUVVET VERİR: Baldaki şeker emilimi en kolay olan şeker olması ve Hazmı gerektirmediğinden kolayca kana geçer. Ve midedeki fazlalıkları dışarı atar.

KANSIZLIĞI GİDERİR: Kan yapıcı özelliğinin yanında hastalıktan yeni kalkmışlara kuvvet verir.

DAMARLARI AÇAR: Diğer şekerlerin oksine okisjen ile reaksiyona girdiğinde tam yanma meydana geldiği için kanda daha az atık madde bırakır. Kalp adelesine faaliyet ve zindelik vermesiyle Kalp Hastalarına faydalıdır.

ROMATİZMA:Romatizmal hastalıklarda haricen kullanmak hastayı kısa sürede iyileştirir.

ALERJİ: Alerjik vakıalarda pahalı ve zahmetli tedavilerin yerini alacak bir alternatif tedavidir.

AĞRI DİNDİRİCİ: Balın bilhassa buharı ağrı ve sızıyı birkaç dakika içinde dindirmeye başlar.

İŞTAH AÇICI: İhtiva ettiği A,B,C, ve diğer vitaminler ve mineraller insana zindelik verir.

DOĞAL DİŞ MACUNU: Diğer tatlı ve meyvelerin zıttı bal dişleri ve diş etlerini temizleyip parlatan bir macundur. Dişleri ve diş etlerini mikroplardan korur,ağızdaki yaraları tedavi eder.

KABIZLIK: Bilhassa sıcak bal şerbeti kabızlığı kısa sürede geçirir.

ŞİŞMANLIK: Bal içerdiği enzimler sebebiyle şişmanlığı önler. Bilhassa  ılık bal şerbetinin zayıflatıcı özelliği vardır.

YARA İLTİHAP GİDERİR: Bugün modern tıpta ameliyat yaralarında bal kullanıldığı bilinmektedir. Cavanagh ve BEAZLEY adlı araştırmacılar balın laboratuar şartlarında özellikle boğaz iltihaplarında kendini gösteren Kalbi Tutacoli mikropları ile Candida Albicans isimli mantarlar üzerinde balın etkili olduğunu gözlüyorlar. İnhibin mikropların üremesini de önler.

BALGAM SÖKTÜRÜR: Balgamı keser vücudun pis rutubetini giderir.

GÖZE FAYDALIDIR: Gözün görme gücünü arttırır. Nar suyu ile karıştırılıp göze sürme gibi çekilirse gözün keskin görmesini sağlar.

KARIN AĞRISI: Karın ağrısını geçirir. Bal şerbeti karın ağrılarını çok kısa bir sürede dindirir.

İDRAR: Söktürür. Mesane yollarını temizler. İltihabını giderir.

KÖPEK ISIRMASI’na karşı faydalıdır. Köpek ısırınca bal şerbeti içilir. Ve köpeğin ısırdığı yere bal sürülür.Kuduz ihtimaline karşı tıbbi tedbirler ayrıca alınmalıdır.

CİLDİ GÜZELLEŞTİRİR: Vücud bal ile oğulursa cilt yumuşar. Bitleri öldürür.

SAÇLAR’ ı besler. Saça sürülürse saçları yumuşatır. Besler,uzatır,parlaklık ve canlılık kazandırır.

NEZLE’yi geçirir. Bal limonla veya sütle içilirse nezle için çok faydalıdır.

VEREM: Özellikle çiçek balı gül ile karıştırılıp sabah akşam yenirse akciğer yaraları ve vereme çok faydalıdır.

YANIKLAR: Bal zeytinyağı ve gres yağıyla karıştırılıp yanan yerlere sürülürse acı,sızı çekilmez. Yanık kısa sürede iyileşir. Yanık izi kalmaz.

VARİS’e faydalıdır. Bal vücudda olan olan varis ve varis yaralarına masaj yapılarak sürülürse çok faydalıdır.

KARACİĞER: Bal karaciğer ve göğsü temizler. Baldaki ciholin karaciğerin fonksiyonunu kuvvetlendirir. Ve hücrelerinde toplanan yağın giderilmesi için harekete geçirir.

SARILIK: Balla salatalık rendelenerek yenirse susuzluğu giderir. Kanı temizler.  Sarılığı kısa sürede iyileştirir.

TERLEME’yi giderir. Bal mumu ile birlikte birkaç gün sakız gibi çiğnenirse burun tıkanıklığı ve bundan dolayı meydana gelen terlemeyi giderir.

İSHAL’i durdurur. Soğuk bal şerbeti ishale çok faydalıdır. Kısa sürede durdurur.

ALACA: Alaca hastası olanlar en az iki-üç ay sabah aç karnına bir su bardağı bal şerbeti içerse şifa görür.

KOLESTOL’ü düşürür. Yatağını ıslatan çocuklar için gayet faydalıdır. İLAÇLARIN YAN TESİRİ’ni önler.Zararlarını nötüre eder.AKNE için iki çorba kaşığı bal iki çorba kaşığı süt limon suyundan oluşan karışımın sürülmesi faydalıdır. Büyüme çağındaki çocukların ZEKA GELİŞİMİ’ne azımsanmayacak derecede olumlu etkisi vardır. Ayrıca önemli ölçüde CİNSEL GÜCÜ arttırıcı özelliği vardır.

Sağlıklı Yaşam Öğütleri

1-Yemeklerde önce bir kase sebze çorbasi için. Sebze çorbasi sindirim sisteminizi çabuklastirarak kilo vermenizi kolaylastirir.

2-Böbrek tasinin olusmasini günde 8 bardak su içerek önleyebilirsiniz.

3-Günde 2-4 domates yemek, erkeklerin prostat kanserine yakalanma riskini yüzde 34 azaltir.', '4-Asansör yerine merdiveni kullanmak kilo vermeyi kolaylastirir. Örnegin  8 katli bir binanin merdivenlerini günde birkez kullananlar haftada ortalama 320 kalori yakar. Bu kalori kaybi
da yilda 2.5 kiloya tekabül eder.

5-Içecekleri kamisla içmek dis sagligini korur. Kamis özellikle sekerli içeceklerin dise az temas etmesini saglar.

6-Mide yanmasina karsi sakiz çigneyin. Çigneme hareketi mide asitini düzenleyip, rahat etmenizi saglar.

7-Bir saatlik öglen uykusu 3 saatlik gece uykusuna bedeldir. (Bu konuyu patronunuzla görüsün!)

8-Günde 100 kez kahkaha atmak 10 dakika kürek çekme kadar yararli.

09-Kalp hastalari folik asit (C vitamini) içeren; portakal suyu ve sebzeleri yemeye özen göstermeli.

10-Pazartesi sendromu yasamak istemiyorsaniz, Pazar sabahlari çok geç kalkmayin. Geç uyanmak uyku düzenini bozar ve Pazartesi sabahi uyanmayi zorlastirir.

11-Bir kutu diet yogurt B12 deposudur. B12 vitamini isitme duyusunu kuvvetlendirir.

12-Is yerinde egsersiz yapin. Örnegin telefonlari açarken veya telefon ederken ayaga kalkarak vücudunuzdaki kan dolasimini hizlandirabilirsiniz.

13-Eger her gün spor yapma sansina sahipseniz, bir gün kendinize tatil verebilirsiniz. Unutmayin ki vücüdunuzdaki kaslarin gelismesi için 48 saat gereklidir.

14-Güzelliginizi korumak için sirt üstü yatin. Eger yüzünüzdeki kirisikliklaradan mutsuzsaniz günlük uyku süreniz olan 8 saati sirt üstü geçirin.

15-Tartisirken bagirmayin. Bagirmak kan basincini artirir, bu da istenmeyen sonuçlara yol açabilir.

16-Aciktiginizda fistik, cips gibi seyler atistirmayin, bir meyve yiyin. Arastirmalar bir meyvenin, insani bir gofretten 3 kez daha fazla çok tutacagini göstemistir.

17-Kirmizi et yerine, hindi etini tercih edin. Kirmizi ette bulunan yag kalbinize zararlidir. Buna karsilik hindi etindeki yag orani sadece yüzde 10''dur.

18-Uzun bir araba yolculugunun sonunda hemen bavullari tasimaya girismeyin. Sakatlanmamak için vardiktan sonra bir süre dinlenin veya kas hareketleri yapin.

19-Yagda çözülen A, D ve E vitaminlerini yagli içeceklerle (örnegin süt); suda çözülen C ve B vitaminlerini suyla alin.

20-Baharat metabolizmayi hizlandirir. Baharatli bir yiyecekten sonra terliyorsaniz bu kalorileri yaktiginizin göstergesidir. Bu arada, baharatlaryn iştahınızı açacağınıda unutmayın.

21-Jimnastik yaparken hareketi geriye dogru sayin. Bu size, "kaç tane yaptim"dan çok "kaç tane kaldi" düsüncesine sahip olmanizi saglar.

22-Eger ekran karsisinda çok uzun süre kalmaktan gözleriniz acirsa, ellerinizi isitip gözlerinizin üzerine koyun. Yorulan gözler rahatlayacaktir.

23-Günde bir muz ve havuç felç riskini yüzde 40 azaltir. Bunlarda bulunan potasyum ve beta caroten atardamarin duvarlarini güçlendirir.

24-Gece yatarken tuvalet ihtiyaci duyarsaniz, mümkünse tuvaletin isigini açmayin; aksi halde tekrar uyuma sansiniz azalir.

25-Öglenleri yürüyüse çikin. Günes isinlari D vitamini üretimini saglar.

26-Kaybettiginiz her kilo, ortalama tansiyonunuzdan bir puan düsmesine yardim eder.

27-Günde 60 saniye dahi kosmak kemiklerinizi kuvvetlendirir ve stresten dogacak hastaliklari önler.