27 February 2009

Kollestrol kandırmacası

260 Kolesterol iyidir ile başladık. İlaç satışları düştükçe, sağlıklı yaşam için gerekli kolesterol miktarı da düşürüle, düşürüle 120 ye indi.

Baktılar bu da satışları arttırmaz oldu, Şimdi diyorlar ki; Statinler (Kolesterol ilaçları) Alzaimer'i önlüyor.

Oysa bu konuda tek bir araştırma yok. Unutmayın metabolizma erkeklik hormonunu kolesterolden yapar-

Prof. Dr. Cankat Tolunay

(05.05.2008 ATV Muhabir programı)

**

Statinler tüm vücudu koruyor.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

(28.09.2005 Hürriyet)

***

"Kolesterol İcat edilmiş bir hastalıktır"-

Shane Ellison
Kolesterolümüzün yükselmesinden çok korkuyoruz. Çünkü diyetisyenler ve hekimler, basın-yayın organlarında, kolesterolün kalp ve damar hastalıklarına neden olduğu yönünde hemen her gün bizi uyarıyor.

Ancak sesleri diğerlerinin arasında kaybolsa da aksini iddia eden uzmanlar da var. Yüksek kolesterolün, söylendiği gibi sağlığımız için tehlike oluşturmadığını söylüyor, hatta kandırıldığımızı iddia ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde 'Bir Masalmış Kolesterol' adlı kitabı Türkçede yayımlanan Shane Allison, aslında bir hastalık tanımlandıktan sonra onunla ilgili bir ilacın yapılması gerektiğini
belirtiyor ve şöyle diyor: 'Kırmızı pirinç mayası denen mantarın, kolesterol düşürücü etkisi olduğu keşfedilince ilaç endüstrisi sırf ilacı satmak için insanları yüksek kolesterolün bir hastalık olduğuna inandırdı. Önce ilacı yaptılar, sonra hastalığı icat ettiler.'

Benzer görüşleri Türkiye'de dillendirenler de var. Prof. Dr. Ahmet Aydın ve biyolog Mevlüt Durmuş
bunlardan ikisi. Bu üç uzmanla kolesterol üzerine yaptığımız röportaj, hiç duymadığınız bilgi ve yorumları içeriyor.

Kolesterolümüzün, uzmanların yaşımıza ve cinsiyetimize göre belirlediği değerlerin üzerine
çıkmasından fena halde korkuyoruz. Çünkü yüksek kolesterolün damar tıkanıklıklarına ve kalp rahatsızlıklarına sebep olduğu yönünde, yayın organlarında hemen her gün bir uzman uyarısı
ile karşılaşıyoruz. Sesleri, kolesterolü yükseltecek gıdalardan şiddetle kaçınmamız gerektiğini söyleyenler kadar çıkmıyor; ancak aksini iddia eden uzmanların sayısı da hızla artıyor. Kolesterolün yüksek olmasının sağlık için bir tehlike oluşturmadığını, hatta ticarileşen tıbbın,
ilaç tüketimi için icat ettiği bir hastalık olduğunu söylüyorlar. Kitaplar yazıp, sanal ortamda seslerini yükseltiyorlar. Geçtiğimiz günlerde Hayy Kitap'ın 'acil serisi' dizisinden çıkan 'Bir Masalmış Kolesterol' adlı kitabı buna bir örnek. Kitapta, yükselecek diye ödümüzün koptuğu kolesterol ile ilgili ilginç iddialar öne sürüyor, organik kimya uzmanı Shane Ellison. Kitabın yayınını fırsat bilerek,
sentetik tıbbı terk edip bağımsız bir araştırmacı olarak çalışan Shane Ellison ile bir söyleşi yaptık,
kendisinden pratik öneriler aldık.

Kolesterol ile yaygın kanıların aksine
tezleri ile bilinen Prof. Dr. Ahmet Aydın'a ve
biyolog Mevlüt Durmuş'a mikrofonumuzu tuttuk.
İşte kolesterol ile ilgili pek sık duyamayacağınız
türden açıklamalar...
Senelerdir kolesterol ile ilgili olarak kandırıldığımızı
yazıyorsunuz.

Peki, bu 'kandırmaca' neden?
Çünkü sadece kârlarını düşünüyorlar.
'Bir Masalmış Kolesterol' kitabımda gösterdiğim gibi,
sağlık mafyası hem toplumu hem de doktorları kandırmak için istatistik cambazlığı yapıyor.
Kendi yazdıkları -veya yazdırdıkları- yazılar
uzmanlar tarafından yazılmış gibi gösteriliyor.
Her iki taktik de kolesterol düşürücü ilaçlar ve
kalp hastalığı hakkındaki gerçekleri gizliyor.
Kitabımdaki gibi gerçeklerle karşılaşıldığında,
ilaçlar olmadan da kalp hastalığından
korunabileceğimizi görüyoruz.


Doktorların 'kötü' dediği LDL-kolesterolün
kötü olmadığını söylüyorsunuz.
Kolesterol ve LDL-kolesterol nedir?

Kolesterol vücutta en bol bulunan steroid
moleküllerden biridir.
Birkaç görevi vardır.
Hücre zarını bir arada tutar.
Miyelin kılıfını oluşturan parçalardan biri olarak
beynin çalışmasına yardımcı olur.
Bizi viral ve bakteriyel enfeksiyonlardan korur.
Hormon seviyemizi düzenler.
Tüm bu görevleri yerine getirebilmek için
kolesterol 100.000 mil uzunluğundaki arterler boyunca 'lipoproteinler' tarafından taşınmalıdır.
En önemli lipoproteinlerden biri de
düşük-yoğunluklu-lipoprotein (LDL)'dir.
Temel görevi ihtiyaç duyduğumuz kolesterolü
vücudun çeşitli parçalarına dağıtmaktır.
LDL-kolesterol olmasaydı ölürdük.
Kitabımda da gösterdiğim gibi,
LDL-kolesterol düştüğünde sağlığımız da çöküyor;
fikir liderleri bize ne söylüyorlarsa tam tersi!

Peki, dediğiniz gibi kolesterol bu kadar faydalı
bir molekülse, neden uzmanlardan aksini duyuyoruz?

Çünkü ilaç endüstrisinin kolesterolü düşürecek bir ilacı var.
Kolesterol düşürücü ilaçların ortaya çıkmasından itibaren
(1970 senesi civarında), insanların kafasına vura vura
'yüksek kolesterol kalp hastalığına sebep olur'
mesajı verilmekte.
Aslında bir hastalık tanımlandıktan sonra onunla ilgili bir ilacın yapılması beklenir.
Fakat bu örnekte bunun tam tersini görüyoruz...
Kırmızı pirinç mayası denilen mantarın,
doğal ortamında istilacılarına zehir olarak ürettiği
bir salgının kolesterol düşürücü etkisi olduğu keşfedildi.
ilaç endüstrisi insanlar üzerinde de aynı etkiye
sahip olduğunu gördü.
Böylece bunu izole edip kendileri üretmeye başladılar.
Artık, ilacı satmaları için yapmaları gereken tek şey insanları kolesterolün tehlikeli olduğuna,
yani yüksek kolesterolün bir hastalık olduğuna inandırmaktı.
Bu mesajı yeteri kadar yaydıklarında insanlar
ilaçları kullanmaya başladı.
Önce ilacı yaptılar, sonra hastalığı icat ettiler.


Kolesterol ilaçlarının etkisiz olduğunu gösteren
bir bilimsel kanıt var mı?

Hem de tonlarca...
Statinlerle ilgili yapılmış bilimsel araştırmalara topluca
'kolesterol düşürücü ilaç deneyleri' deniyor.
Kitabımı okuyanlar, bu araştırmalarda,
ilaçların faydasının görülmeyip tehlikelerinin belgelendiğini öğrenecekler.
Bu gerçeklerin doktorlardan ve toplumdan nasıl saklandığını da…

Kolesterol dediğiniz gibi suçlu değil de masum ise
kalp hastalığına aslında neler sebep oluyor?

Hareketsiz bir hayat sürmek,
yeteri kadar C vitamini almamak,
güneşe yeteri kadar çıkmamak,
çok fazla şeker ve yapay tatlandırıcı yemek gibi
alışkanlıkların tümü kalp hastalığına sebep olabilir.
'Bir Masalmış Kolesterol', kalp hastalığını önlemek için,
ilaç kullanmaksızın yapabileceğimiz şeyleri de gösteriyor.
Kardiyovasküler sağlığımızı korumak için
en önemli şeylerden biri hareketli bir hayat sürmek.
Düzenli ve hafif spor yapmak genel sağlığımızı korumak için yapabileceğimiz en iyi şey.
Hareketsiz kalmak, vücudumuza, ona artık ihtiyacımız
olmadığı mesajını veriyor.

"Şeker, vücudumuzun bir numaralı düşmanı' diyorsunuz.
Gerçekten bu kadar kötü mü?

Sükroz, früktoz, yüksek früktozlu mısır şurubu
(nişasta bazlı sıvı şeker) formundaki şekerler ve
aspartam, sukraloz gibi yapay tatlandırıcılar
en kötü şeyler arasında.
Bunlar vücudumuzda obezite, diyabet, kalp hastalığı
hatta kansere davetiye çıkaran bir ortam oluşturuyorlar.

Kalp-damar hastalıklarını önlemede bize yardımcı olacak, önereceğiniz yiyecekler var mı?

Kalp hastalığını önlemek için yapabileceğiniz
en iyi şeylerden biri işlenmemiş, rafine edilmemiş,
fabrikadan çıkmamış yiyeceklere yönelmek olmalı.
'Yiyecek bir kutudan veya ambalajdan çıkıyorsa
ondan uzak durun' diyorum kısaca.
Kalbi korumak için yenebilecek en güzel gıdalar
doğal ortamda otla beslenmiş dana-sığır eti,
brokoli, karnabahar, yumurta
(doğal ortamda yaşayan tavuk yumurtası),
çilek, ahududu, böğürtlen gibi meyveler ve ıspanak...

Yakın zamanda Türkçeye çevrilecek
başka bir kitabınızın daha olduğunu duyduk,

öğrenebilir miyiz?

Health Myths Exposed
(Sağlık Efsaneleri İfşa Ediliyor)
isimli kitabım eylülde yine
Hayy Kitap tarafından basılacak.
Kitabın farklı bir ismi olabilir,
onu şu anda net söyleyemiyorum.
Bu türden kitaplar, yeni bir harekete yol açıyor.
Aşırı bir şekilde artmış bulunan hastalıklardan ve
tehlikeli ilaçlardan uzak durmaya çalışan
insanlar var artık.
Bu hareket, Türkiye'de de yayıldıkça,
reçeteli ilaçlar olmadan da sağlıklı yaşamaya çalışan
insanların sorularına cevap niteliğinde kitaplar da artacaktır.

45'inden sonra kolesterol zaten yükselir

Kolesterolün, yaygın kanının dışında
zararlı olmadığı öne sürülüyor, siz ne diyorsunuz?

Kolesterolün zararlı olduğu yönündeki
yaygın bilginin bir masal olduğu görüşüne katılıyorum.
Şöyle ki: Size bir bardak su getirsem ve
'içindeki bileşenler zararlıdır' desem
tepkiniz muhtemelen sıvının ne olduğunu
anlama yönünde olurdu.
İçinde ne olabilir, H2O olabilir ya da
hidrojen peroksit H2O2 olabilir ki o da sıvıdır.
ilki hayat verir, ikincisi öldürür.
Kolesterol konusunda yapılan saçmalık,
verdiğim örneğe benzer şekilde,
bardakta ne olduğu söylenmeden
size sıvının zararlı olduğunun söylenmesidir.
Kolesterolün zararlı olduğu yönündeki yaygın teoride,
yöntem yanlış, matematiksel ve mantıksal değil.

Öyleyse neden bize sürekli kolesterolden kaçınmamız
gerektiğini söyleyen görüş hakim?

Bu kaçınılmaz.
Dünyadaki 8 milyar insanın 45 yaşından sonra
en az yüzde 30 ila 40'ında kolesterol yükselmek zorunda.
Eğer kolesterolün yüksek oluşunu bir hastalık
olarak gösterip bunu düşürecek bir alternatif
gösterecek olursanız,
sürekli ve muazzam bir para kazanırsınız.
Kardiyologlar ölüm oranları ile kolesterol yüksekliği
arasındaki ilişkiye asla girmezler.
Çünkü yaşlılarda kolesterol düzeyi yükseldikçe
ölüm oranı azalır.
Yüksek kolesterol zararlı diyen uzmanların
söylediklerinin tam tersi bir durum yani.


Kolesterolün düşük tutulması gerektiği yönündeki
yaygın kanıya siz neden katılmıyorsunuz?

Organizmada bazı moleküller yükseliyorsa bu,
bir hastalıkla ilişkilidir.
Mesela bir enfeksiyonda kandaki lökosit sayınız artar,
ateşiniz yükselir.
Doktor size 'Kandaki lökosit sayınız sizi hasta etti' demez, 'Hastalığınızdan dolayı lökosit sayınız arttı' der.
Enfeksiyona neden olan bakteriyi verdiği ilaçla öldürür ve
lökosit sayısı normale iner.
Aynı mantık kolesterol için de geçerlidir.
Kolesterolün yüksekliğini hiçbir hastalıkla
ilişkilendiremediler.
Bu yüzden de doğrudan kolesterolü hedef aldılar.



İlaç tüketimine dayalı sistem işliyor


Yaygın bir kanaat var, 'kolesterolümüz düşükse
sağlıklıyız ve kalp rahatsızlıkları açısından
risk altında değiliz' şeklinde.
Siz bunun doğru olmadığını söylüyorsunuz, neden?

Bir yığın araştırma var,
kolesterolü ortalamadan düşük olanların
başka hastalıklara çok daha fazla yakalandıkları yönünde.
Ancak bunları söylemek size ticari açıdan
bir şey kazandırmaz, kaybettirir.
O yüzden ibre daha çok kolesterol karşıtı
kampanya yürütenler lehinde çalışır.

Tıbbın ticari bir faaliyete dönüştürülmesinden mi
kaynaklanıyor bu?

Sanayiciler artık ciddi yatırımlar yapıyorlar.
Çünkü çok büyük bir rant var ortada.
1960'lara 70'lere kadar bu böyle değildi,
tıp safiyane amaçlarla yapılıyordu.
40 yıldır ilaç tüketimine dayalı bir anlayış
ve sistem geliştiriliyor.
ilaç sanayii, hastalığı değil, belirtilerini yok edecek
ilaçlara yöneldi.
Mesela başınız ağrıyorsa onun gerçek nedenini
bilmeyi değil, ağrısını dindiren ilaçlar vermeyi öneriyor tıp.
Sebebi bilinip tedavi edilecekken migrenin
50 bin çeşidi üretilir,
bunların yüzlerce ilacı çıkar.
Hastalar bu ilaçları kullanır,
ağrıları yıllarca devam eder.
işte ilaç sanayiinin de aradığı budur.
Kolesterol ilacı da kullanmak tam bir abonelik sistemidir,
40 yıl kullanırsınız.

Kolesterolün düşürülmesinde kullanılan 'statin'lerin zararlı olduğu iddiasına ne diyorsunuz?

Mesela vücudunuzda enerji santralı olan bir madde vardır ve bunu bu ilaçlar tahrip eder. Bu ilaçları kullananlar zaten halsizlikten şikâyet ederler.
Bütünüyle emin değiliz, ama teorik olarak baktığımızda kansere de sebep olma ihtimali var. Diyorlar ki 'madem öyle ispat edin'.
Asıl siz bu ilacın zararsız olduğunu ispat etmek durumundasınız. Ve bunu ispat etmek için trilyonlar harcamanız gerekir.
Kârı olmadığı için de hiçbir firma böyle bir masrafı karşılamaz. İşin kötüsü, devletlerin desteklediği, bağımsız araştırmalar yapan kurumlar kalmadı.
Araştırmaların yüzde 90'ı ilaç firmaları tarafından yapılıyor ve tedaviye, önlemeye yönelik değil.

Kolesterolümüzü düşük tutarak, birtakım risklerden uzak kalmıyor muyuz?

Vücutta mikropsuz bir iltihap vardır.
Vücut bunu kolesterol ile tamir etmeye çalıştığı için kolesterol oranını yükseltir.
Kolesterol bir tamir materyalidir orada.
Bu, bir yangın mahallindeki itfaiyeyi görünce 'itfaiye yangın çıkarıyor' demenize benzer.
Çünkü bundan büyük paralar kazanılıyor. Tıpta bu kadar ilerleme ve kolesterollü gıdaların
tüketiminde büyük bir azalma varken neden koroner kalp rahatsızlıklarında muazzam bir artış var?

No comments: