16 June 2009

KANSERLE YAŞAMAK KILAVUZU

KANSER HASATASI YAKINLARIMIZA VEREBILECEĞİMİZ EN BUYUK DESTEĞİN, EN KUVVETLİ İLACIN SEVGİ OLDUĞUNU UNUTMAYALIM

Kanser tedavisinin yan etkileri kansızlıktan mide bulantısına, kilo alımından kilo kaybına kadar çeşitlilik gösterir. Bazen davranışsal değişiklikler veya reçeteli ilaçlar olası yan etkileri önlemek ve en aza indirgemek için kullanılabilir.

- Kansızlık
- Tat ve koku almada değişiklik
- Kabızlık
- İshal
- Ruhsal çöküntü ve yorgunluk
- Saç kaybı
- Enfeksiyon
- Unutkanlık ve hafıza kaybı
- İştahsızlık
- Mide bulantısı ve/veya kusma
- Nötropeni (kan bozukluğu)
- Ağrı
- Ağız ve boğazda yaralar
- Kilo alımı
- Kilo kaybı

Tat ve Koku Almada Değişiklik

Kemoterapi, radyasyon veya tek başına kanserin kendisi tat ve koku almada değişikliklere sebep olur. Yiyeceklerin tadını daha az alıyor olabilirsiniz yada en sevdiğiniz yiyecekler artık eskisi kadar güzel tat vermiyor olabilir.

Bu tat ve koku almada meydana gelen değişikliklerle savaşmak için doktor:
- Ağız yıkamaya yardımcı özel ürünler verebilir.
- Özel bir diş bakımı için dişçinizle bir görüşme düzenleyebilir.

Evde, tat almada meydana gelen değişiklik sebebiyle ortaya çıkan kilo kaybıyla savaşmak için uyguladığınız diyeti başka bir diyetle değiştirin.
- Size güzel gözüken ve kokan yiyecekler hazırlayın.
- Acı veya metal tadını önlemek için eti tatlı meyve sularının veya şarabın içinde salamuraya yatırın.
- Daha fazla baharat kullanmaya çalışın.
- Yiyecekleri oda sıcaklığında servis yapın.
- Eğer pişirme esnasında çıkan koku sizi rahatsız ediyorsa fırını dışarıda kullanmaya çalışın yada aspiratör kullanın.
- Pastırma, jambon ve soğanla sebzeleri tatlandırabilirsiniz.
- Eğer ağzınızda ve boğazınızda herhangi bir yara yoksa, yiyeceklere tat vermesi için portakal veya limon gibi ekşi yiyecekler kullanın.

Diyare (İshal)

Bazı kanser önleyici ve ağrı kesici ilaçlar ishale sebep olabilir. Sıvı veya lif eksikliği bu problemin artmasına sebep olabilir. Evde, ishal problemini aşağıdaki şekillerde azaltabilir veya önleyebilirsiniz:

- Her gün düzenli egzersiz yapmak (sizin durumunuza uygun olan egzersiz biçimleriyle ilgili olarak doktorunuzla görüşün).
- Her gün yeterli miktarda sıvı almak (günde 8 bardak önerilen miktardır).
- Büyük aptesinizin normal zamanından 30 dakika önce ılık içecekler için.

Eğer tavsiyeler yardımcı olmuyorsa doktorunuz aşağıdakileri önerebilir:

- Dışkı yumuşatıcılar veya magnezyum hidroksit gibi bağırsakları boşaltmaya yardımcı müshil kulanın.
- Diyetiniz süresince lif alımınızı artırın (öncelikle doktorunuzla kontrol edin- bu bazı kanser türleriyle birlikte zarar verici olabilir). Tahıllı ekmekler, tahıllar, tam buğday ekmeği, taze veya kurutulmuş meyve-sebze ve kurutulmuş tahıllar gibi yiyecekleri deneyin.

Saç Kaybı

Kemoterapinin en yaygın yan etkilerinden birisi de saç kaybıdır (alopesi). Baş bölgesine uygulanan radyoterapi gibi özel koşullar saç dökülmesine sebep olabilir. Her iki koşulda da tedavi sonra erdikten sonra saç yeniden çıkar. Bu geçici bir yan etkidir ancak pek çok kanser hastasında sinir ve depresyon duygularına yol açabilir. Eğer mümkünse bu sorunu benzer deneyimleri yaşamış diğer kanser hastalarıyla paylaşın.

Saç derinizin bakımıyla ilgili evde uygulayabileceğiniz bazı öneriler şunlardır:
- Yumuşak şampuanlar kullanın.
- Bigudilerden, boyadan, permadan veya saçınızı rahatlatıcı işlemlerden kaçının.
- Saç kurutma makinenizi her zaman düşük ısı ayarında kullanın.
- Eğer saç kaybı yaşadıysanız saç derinizi korumak için güneşe karşı kruyucu kremler kullanın.
- Saten yastık kılıfları kullanın.

Bazı insanlar kafalarını peruk, şapka, türban ve eşarpla kapatmak isterler. Eğer peruk takmak istiyorsanız size yardımcı olacak bazı ipuçları şöyle sıralanabilir:
- Peruğunuzu tam olarak bütün saçlarınızı kaybetmeden alın. Daha sonra renk ve stille ilgili istediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz.
- Kuaförünüz şu andaki saç tipinize uygun bir şekilde aldığınız peruğu kesip şekillendirebilir.

Alacağınız perukla ilgili olarak doktorunuzdan reçete talep edin. Pek çok sigorta şirketi masraflarınızı karşılayacaktır.

Unutkanlık ve Hafıza Kaybı

Kanser tedavi programı süresince alınan çeşitli ilaçlardan dolayı bazı insanlar zihin bulanıklığı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.

Eğer unutkanlık ve hafıza kaybı problemleriyle karşılaşıyorsanız hemen doktorunuza danışmalısınız.

Doktorunuz aşağıdaki şekillerde bu problemin üstesinden gelebilir:
- Aldığınız ilaçların dozajını yeniden düzenleyerek
- Aldığınız ilacın bir başka türevini vererek
- Tedavinize yardımcı başka bir ilaç vererek

Evde, uyguladığınız diyetin demir, B vitamini ve folik asit içerdiğinden emin olun.
Bu vitaminlerin alımındaki herhangi bir yetersizlik dikkati odaklama sürenizi, hafızanızı ve konuşmada akıcılığınızı olumsuz yönde etkiler.

Mide Bulantısı ve Kusma

Mide bulantısı ve/veya kusma pek çok kanser tedavisinde sıkça görülen bir yan etkidir. Tedavinin ilk bir veya iki günü içerisinde, tedaviden önce veya hemen sonra ortaya çıkabilir.

Mümkün oldukça mide bulantısı ve kusmanın önlenmesi gerekir. Doktorunuz aşağıdakileri önererek bu durumu ortadan kaldırabilir:
- Mide bulantısı ve kusma konusunda yüksek risk altında olan hastalara kusmayı önleyici ilaçlar vererek
- Mide bulantısı ve kusma konusunda orta şiddette risk altında bulunan hastalara steroit ilaçlar vererek

Evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemlerse şu şekilde sıralanabilir:
- Çok sıcak veya havasız odalarda yemek yemekten kaçının.
- Yemek yedikten sonra dinlenin ancak yaklaşık 1 saat boyunca dik oturma pozisyonunda kalın.
- Tedavi Stratejileri sayfasını ziyaret ederek bulantı ve kusma hakkında daha fazla bilgi öğrenin. Dikkati başka noktada toplama ve rahatlama bulantı hissinden kurtulmada yardımcı yöntemlerdir.

Ağrı

Kemoterapi ilaçları da dahil olmak üzere kanser hastalığı tedavileri ağrılı yan etkilere sebep olabilir. Ağızda yara, baş ağrısı, kas ve mide ağrıları, yanma hissizlik ve kramplara neden olan sinir zedelenmeleri karşılaşabileceğiniz yan etkilerden bazılarıdır.

Doktorlar ağrıyla savaşmak için pek çok metoda sahiptir:
- Belirli ağrı türlerinde yardımcı olması için ilaç verebilirler.
- Ağızdaki yaralardan, baş ağrısından ve genel ağrılarınızdan kurtulmak için tedavinizi etkilemeyen reçetesiz ilaçlar verebilirler.
- Onkoloji uzmanı veya nörolog gibi ağrı konusunda uzman kişilerle görüşmenizi isteyebilirler.

Aşağıdaki önerileri izleyerek bazı ağrılarınızı hafifletebilirsiniz:
- İlaçlarınızı zamanında ve düzenli olarak kullanın.
- Ağrı hissetmediğinizde bile ilaçlarınızı düzenli kullanın. İlaç almadan önce ağrı hissetmeyi beklerseniz daha sonra ağrıyı kontrol altında tutmak güçleşir.

Kilo Artışı

Bazı kişiler kemoterapi tedavisi süresince ve sonrasında kilo alırlar. Aldığınız ilaçların yan etkileri, tedaviye bağlı olarak aktivite seviyesindeki azalma yada stresle başa çıkarken ortaya çıkan aşırı yemek yeme kilo artışına sebep olabilir.

Kilo artışıyla savaşmak için doktorunuz:
- Kanser tedavinize engel olmayacak şekilde kilo vermeniz için sağlıklı bir diyet verebilecek bir diyetisyenle görüşmenizi isteyebilir.
- Gücünüzü ve aktivite seviyenizi korumak için gerekli günlük besinleri aldığınızdan emin olun.

Evde kilo artışıyla savaşmak için:
- Yalnızca merdiven çıkmak veya bina etrafında dolaşmak bile olsa günlük aktivite seviyenizi yükseltin.
- Yüksek kalorili yiyecekler atıştırmaktan kaçının; meyve, diyet yoğurt gibi sağlıklı yiyecekler atıştırın.
- Daha fazla beslenme önerisi için Kanser Beslenme Araçlarını ziyaret edin.

Anemi (Kansızlık)

Kemoterapi kansızlığa yol açabilir. Hemoglobin eksikliği nefes darlığı, güçsüzlük ve yorgunluk hissetmenize sebep olabilir.

Kansızlıkla mücadele için doktorunuz:
- Kandaki hemoglobin seviyesini izlemek
- Kandaki demir seviyesini görüntülemek
- Kan sayımlarınızı kontrol etmek
- Kan naklini tavsiye etmek (nadir olarak istenir)
gibi isteklerde bulunabilir.

Evde, kansızlık ve yorgunlukla savaşmak için şu yöntemleri deneyebilirsiniz:
- Yeterli miktarda dinlenin. Geceleri daha çok uyuyun ve eğer yapabiliyorsanız gün içinde aralıklarla uyuklayın.
- Yavaş olun. Sadece sizin için en önemli olan şeyleri yapın.
- Evin günlük işleri için ailenizden ve arkadaşlarınızdan yardım isteyin.
- Yeterli miktarda protein ve kalori alabileceğiniz şekilde iyi beslenin. Eğer yemek yemek istemiyorsanız atıştırabileceğiniz şeyleri, meyve sularını ve sıvı besinleri deneyin. Yada yemek yemeden önce kısa bir yürüyüşe çıkın veya yemek yediğiniz yeri değiştirin. Daha fazla beslenme önerisi için Kanser Beslenme Araçları’nı ziyaret edin.
- Canınız istediğinde yemek üzere yanınızda atıştırmalık yiyecekler bulundurun.

Kabızlık

Bazı kanser önleyici ilaçlar ve ağrı giderici ilaçlar kabızlığa sebep olabilir. Sıvı veya lif eksikliği bu problemin artmasına sebep olur. Evde, kabızlık problemini aşağıdaki şekillerde azaltabilir veya önleyebilirsiniz:

- Her gün düzenli egzersiz yapmak (sizin durumunuza uygun olan egzersiz biçimleriyle ilgili olarak doktorunuzla görüşün).
- Her gün yeterli miktarda sıvı almak (günde 8 bardak önerilen miktardır).
- Büyük aptesinizin normal zamanından 30 dakika önce ılık içecekler için.

Eğer tavsiyeler yardımcı olmuyorsa doktorunuz aşağıdakileri önerebilir:

- Dışkı yumuşatıcılar veya magnezyum hidroksit gibi bağırsakları boşaltmaya yardımcı müshil kulanın.
- Diyetiniz süresince lif alımınızı artırın (öncelikle doktorunuzla kontrol edin- bu bazı kanser türleriyle birlikte zarar verici olabilir). Tahıllı ekmekler, tahıllar, tam buğday ekmeği, taze veya kurutulmuş meyve-sebze ve kurutulmuş tahıllar gibi yiyecekleri deneyin.

Yorgunluk ve Bitkinlik

Kemoterapi ve radyasyon tedavisi süresince kanser hastalarının %50 si yorgunluk şikayetiyle karşılaşmaktadır.

Evde, kansızlığın yanı sıra yorgunluk ile de savaşmak için :
- Özellikle kemoterapiden birkaç gün sonrası için hareketlerinizde yavaş olun.
- Yeterli miktarda dinlenin. Geceleri daha çok uyuyun ve eğer yapabiliyorsanız gün içinde uyuklayın.
- Bir aerobik egzersiz programını takip edin (kanser durumunuza göre doktor tarafından önerilir). Başlangıçta birkaç dakikalık yürüyüş gibi basit egzersizlerle başlayın daha sonra bu egzersizleri artırabilirsiniz. Tedavi süresince düzenli egzersiz yapanların daha az yorgunluk şikayetiyle karşılaştıkları belirlenmiştir.
- Enerjinizi muhafaza edin ve aktivitelerinize önem sırasına göre öncelik verin. Tedavi öncesi günlerinizdeki gibi hayatınızı aynı hızda yaşayamayabilirsiniz.
- Yeterli miktarda protein ve kalori alabileceğiniz şekilde iyi beslenin. Eğer yemek yemek istemiyorsanız atıştırabileceğiniz şeyleri, meyve sularını ve sıvı besinleri deneyin. Yada yemek yemeden önce kısa bir yürüyüşe çıkın veya yemek yediğiniz yeri değiştirin. Daha fazla beslenme önerisi için Kanser Beslenme Araçları nı ziyaret edin.

Enfeksiyonlarla Mücadele

Kanser tedaviniz süresince vücudunuz enfeksiyonlara karşı daha duyarlı olur çünkü kanınızdaki akyuvarların sayısı azalır.

Düzenli olarak doktorunuza gidin bu şekilde doktorunuz:
- Tedavi süresince akyuvarlarınızın sayısını birçok kere ölçmüş olur.
- Eğer kan sayımınızın sonucunda akyuvarlarınızın sayısı düşükse, kan hücrelerinin oluşumuna katkıda bulunan koloni uyarıcı faktör tedavisi uygulayabilir.

Evde, enfeksiyonla savaşmak için aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:

- Yemek yemeden önce, tuvalete girdikten sonra ve hayvanlara dokunduktan sonra ellerinizi yıkayın. Gün içinde de sık sık ellerinizi yıkayın.
- Grip, soğuk algınlığı olan ve size bulaşabileceğinizi düşündüğünüz başka hastalığı olan kişilerden uzak durun.
- Tırnak etlerinizi kesmeyin ve tıraş olurken cildinizi kesmemeye dikkat edin (jilet yerine elektrikli tıraş makinesi kullanın). Sivilcelerinizi sıkmayın.
- Herhangi bir kesik olması durumunda sıcak su, sabun ve antiseptikle yarayı temizleyin.
- Çöp kutuları, kuş kafesleri ve balık akvaryumlarıyla temastan kaçının.
- Balık, deniz ürünleri, et ve yumurtayı çiğ olarak yemeyin.
- Doktorunuzla konuşmadan herhangi bir bağışıklıkla ilgili ilaç kullanmayın. Kan hücresi sayımı düşük olan insanlara bulaşabilmesi sebebiyle “yaşayan virüs” ile aşı olmuş çocuklardan uzak durun.
- Her gün duş alın veya banyo yapın ve cildinizin kuruyabilme ihtimaline karşı cildinizi yumuşatmak için losyon veya yağ kullanın.

İştahsızlık

İştahsızlık bazı kanser tedavi programları süresince sık görülen bir sorundur.

Doktorunuzla konuşmak size yardımcı olabilir. Doktorunuz size aşağıdakileri önerebilir:
- İçinde bulunduğunuz durumu anlayıp size bu problemle başa çıkma yollarını gösterebilecek bir diyetisyenle görüşmek.
- Tedaviniz süresince eğer vücudunuz sağlıklı ve güçlü kalmak için gereken bütün besinleri almıyorsa besinsel destek almak.

Evde aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz:
- Tedaviden hemen önce yiyeceklerden tiksinmenizi önlemek için proteince zengin yada beslenmede önemli olan yiyeceklerden uzak durun.
- Yemek yeme zamanı rutininizi değiştirin. Örneğin farklı bir odada yemek yiyin.
- Ailenizle yada arkadaşlarınızla yemek yemeye çalışın. Eğer bu mümkün değilse yemek yerken televizyon seyredin.
- Her zaman etrafta atıştıracak bir şeyler bulundurun. Günde üç öğün fazla miktarlarda yemek yerine sık aralıklarla az miktarda yemek yiyin.
- Eğer katı besinleri tüketemiyorsanız kalori ve besin alabilmek için meyve sularını, çorbaları ve sporcu içeceklerini deneyin.
- Yeni yemek türleri ve tarifleri deneyin. Daha fazla beslenme önerisi için Kanser Beslenme Araçları nı ziyaret edin.

Nötropeni (Kan Bozukluğu)

Bazı kanser hastalarının kemoterapi tedavisi sırasında nötropeni denilen bir durum oluşur. Bu durum akyuvarların enfeksiyonlarla olan mücadelesinde güçsüzlüğe sebebiyet verebilir. Vücut sıcaklığı 38°C‘ nin üstünde olan kişiler derhal doktora başvurmalıdırlar çünkü nötropeninin etkileri bazen hayatı tehdit edici olabilir.

Nötropeni ile savaşmak için doktorunuz aşağıdakileri önerebilir:

- Kanınızda daha fazla akyuvar üretimini sağlamak için kemik iğlini uyarıcı ilaçlar verebilir.
- Eğer herhangi bir enfeksiyon oluşmuşsa antibiyotik veya anti mikrobik ilaçlar verebilir.

Gün boyunca nötropeniyi önlemek için takip edebileceğiniz pek çok adım bunmaktadır. Örneğin:
- Grip, soğuk algınlığı gibi enfeksiyona sahip kişilerden uzak durun.
- Yiyecekleri tamamen temizleyip pişirin.
- Bahçe işleri gibi küçük kesiklerin meydana gelebileceği aktivitelerden sakının.
- Dengeli beslenin ve yeterli miktarda sıvı alın.

Ağız ve Boğazda Yaralar

İltihaptan kaynaklanan ağız, boğaz ve gırtlakta oluşan yaralar mukosit olarak adlandırılır. Kemoterapi gören hastaların ortalama %40’ında görülür. Baş ve boyun bölgesine radyoterapi alan kişiler de tedaviye başlamadan önce yardım ve tavsiye için diş doktorunu ziyaret etmelidir.

Doktorlar bu yaralarla aşağıdaki şekillerde savaşabilirler:
- İltihabı ve rahatsızlık hissini gidermek için bir ağız çalkalama ürünü verebilir.
- Yaralarınızı enfeksiyondan koruyacak yara tedavisinde kullanılan ilaçlardan verebilir.

Aşağıdaki ağız ve diş sağlığı ile ilgili tavsiyeleri evde uygulayabilirsiniz:
- Suda çözülebilir ağrı kesiciler, tuzlu su ve soda ile gargara yapabilirsiniz.
- Florür içeren diş macunları ili dişinizi nazikçe fırçalayın.
- Diş ipliği ile dişlerinizi nazikçe temizleyin.
- Asitli, baharatlı ve tuzlu yiyeceklerden sakının.

Kilo Kaybı

Kilo kaybı bazen kemoterapi ve radyasyon tedavisiyle alakalıdır. Bu bazı hastalarda güçsüzlük ve yorgunluğa sebep olur.

Kilo kaybını en aza indirmek için doktorunuz aşağıdakileri önerebilir:
- İştah açıcı ilaçlar.
- Vücudunuzun yağ tutmasına yardımcı Lipaz enzimi
- İştah açmaya yardımcı progesteron hormonu

Evde kilo kaybıyla savaşmak için:
- Günlük aldığınız kaloriyi 450-500 kalori artırın.
- Günde 3 öğün çok fazla yemek yerine sık aralıklarla az yiyin.
- Evde, işte veya canınızın çektiği her zaman yiyebilmeniz için yanınızda atıştırmalık yiyecekler bulundurun.
- Tedaviden hemen önce yiyeceklerden tiksinmenizi önlemek için proteince zengin yada beslenmede önemli olan yiyeceklerden uzak durun.

05 June 2009

KANSER VE BESLENME

Kanser organizmada bazı hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan
fizyolojik bir bozukluktur. Kontrolsüz çoğalan bu hücreler; Çevresine
yayılır, dokuları ve organları bozar. Normal hücreleri öldürür. Kanser
oluştuğu vücut dokusuna göre isimler alır. Meme, kolon, akciğer, karaciğer,
deri vb.

Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalar sonucu; kanser hastalarının yaklaşık
%30'unun sigara kullanımı, yaklaşık %35'i beslenme kaynaklı olduğunu
gösteriyor. %3'ününde alkol kullanımına bağlı tutuluyor. Özellikle:
karaciğer, pankreas, yemek borusu kanserlerinin beslenmeyle direk ilişkisi
olduğu kesinlik kazanmıştır. Tüketilen besinlerin kalitesi ve miktarı yeni
oluşan bir hücre için çok önem taşımaktadır.


Bazı kanser türlerinin, bazı ülkelerde sık sık görülmesi, bu ülkelerdeki
yaşam koşullarıyla ilişkilendirilmesine neden olmuştur. Mide kanserinin
Japonya'da sık görülmesi Japon halkının beslenmesinde tuza fazla yer
vermesine bağlanmıştır. Karaciğer kanserinin en çok tropikal ülkelerde
görülmesi, bu bölgelerdeki iklimden dolayı küflenmiş yer fıstığı ve tahıl
tüketimine bağlanmıştır.

*Besin ve beslenme durumumuz kansere olan yatkınlığımızı belirlemede ve
önlemede ne kadar rol oynar?*
*Kanserden korunmak için beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz?*

*1. **Sağlıklı vücut ağırlığında olmalıyız.*

Şişman olan insanlarda kanser normal kilosunda olan insanlara oranla daha
sık görülür. Özellikle meme, kalınbağırsak, rektum ve kan kanseri
şişmanlarda daha çok görülür. İdeal kilo aralığında olmak sadece kanser
riskinden değil, diğer hastalıklardan da korur ve kaliteli bir yaşam
sürmemize katkıda bulunur.

*2. **Rafine edilmemiş yiyecekler tüketmeliyiz.*

Besinlerin aşırı saflaştırılması kanserden koruyucu posanın kaybolmasına
neden olur. Rafine işlenmiş yiyeceklerden aldığımız karbonhidratlar çok
çabuk emilir ve şişmanlığa sebep olur. Kepekli tam tahıl ürünleri,
kurubaklagiller (kurufasülye, nohut, mercimek) taze sebze ve meyvelerin
fazla tüketilmesi selüloz gibi karbonhidratların, posaların alımını artırır.
Bu da bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kalın bağırsak, rektum
kanserini önler.

*3. **Kaliteli protein kaynaklarını (yumurta, et, süt, peynir vb.) yeterli
ölçüde ve yağsız olarak almalıyız.*

Vücudumuzda besinlerin sindirilmesi sırasında serbest radikaller oluşur.
Serbest radikaller kanser oluşumunu tetikleyen elemanlardır. Vücudumuzun
serbest radikallerle savaşan sistemine antioksidan savunma sistemi denir.
Antioksidan savunma sisteminde görevli enzimlerin oluşumu için vücudumuza
yeterli miktarda protein almamız gereklidir.

4. *Yağ*
Günlük yağ tüketimimiz aldığımız enerjinin %30'unu geçmemelidir. Yağın
miktarı kadar özelliği de önemlidir. Bu nedenle diyette mümkün olduğunca
doymamış yağ asitleri içeren sıvı yağlara günlük tüketimde daha çok yer
verilmelidir. Katı yağlardan kaçınılmalıdır. Özellikle zeytin yağı ve kanola
yağı daha çok yer verilmelidir. Yapılan bütün araştırmalara göre yüksek yağ
alımı özellikle meme, prostat, testis, rahim, yumurtalık, kalın bağırsak,
rektum kanseri oluşumunu arttırdığı görülmüştür.

*5. **Bol bol taze sebze - meyve ve tam tahıllı ürünler tüketmeliyiz.*

Günde 5-7 porsiyon sebze meyve tüketmeliyiz. Böylece kanser oluşumunu
engelleyen ve oluşmuş kanserli hücrelerin tedavisinde etkili olan pek çok
vitamin ve karatonoidlerden zengin beslenmiş oluruz. Ayrıca posa yönünden
zengin olmaları kolon kanseri riskini azaltır. Antioksidant vitaminler ve
vitamini olmayan antioksidantların en iyi kaynakları sebze ve meyvelerdir.

*6. **Füme, salamura, ızgara yiyeceklerin tüketilmesi sınırlandırmalıyız.*

Besinlerin tütsülenmesi, tuzlanması, nitrit, nitrat ve başka birtakım
kimyasal maddeler eklenerek işlenmesi sırasında kansorejen maddeler
oluşmaktadır. Izgara yapma ve tütsüleme yapma sırasında et ve şarküteri gibi
ürünlerin üzerinde yanma sonucu oluşan benzpyren kanser riski oluşturur. Bu
nedenle et ve et ürünlerini pişirirken etle ateş arasındaki mesafenin 15 cm
olacak şekilde, çok güçlü olmayan ateşte, yakmadan ve dumanlama yapmadan
pişirmeliyiz. Ayrıca yanmış ve üzerinde yanık olan hiçbir ürünü yememeliyiz.


*7. **Küflenmiş yiyeceklerden kaçınmalıyız. *

Kanseri tetikleyici maddeler gıdaların depolanması veya hazırlanması
sırasında oluşabilir. Örneğin: Aflatoksin B1 karaciğerde kansere neden olan
bu madde; nemli ve ılık ortamlarda depolanma sırasında bir küf mantarı
tarafından üretilir. Yapılan araştırmalar; nemli sıcak bölgelerde karaciğer
kanserinin görülmesin bu bölgelerde çok miktarda tahıl tüketildiği ve
iklimden dolayı tahıllarda oluşan aflatoksine bağlanmaktadır. Ülkemizde
bulgur, mısır, yer fıstığı vb. diğer yağlı tohumlarda nemli ortamda
üretilmesi ve bulundurulması sonucu görülmektedir.

*8. **Tükettiğimiz besinlerin temiz olmasına ve kişisel temizlik kurallarına
dikkat etmeliyiz.*

*9. **Sigara tüketiminden kaçınmalıyız. Sigara içilen ortamlarda
bulunmamalıyız.*

Sigaranın kanser üzerindeki tetikleyici etkisi %30'la ikinci sırada yer
almaktadır. Akciğer kanserine neden olmaktadır.

*10. **Alkol alımını azaltmalıyız.*

Alkol karaciğer kanserine neden olmaktadır. Sigara + alkol : boğaz, ağız,
larinks, özafagus kanserleri riskini arttırmaktadır.




*11. **Aktivite*

Kendimize aktif bir yaşam kurmalıyız. Düzenli spor yapmalıyız. Her gün
düzenli yürüyüşler yapmalıyız. Fiziksel aktivite hormon düzeyini etkiler ve
bağırsakları uyarıcı etki yapar ve bağırsakların düzenli çalışmasına
yardımcı olur.


*Kansere Düşman Yiyecekler*
Bazı besinlerde bulunan bazı özel maddeler kanser oluşumunu engeller. Bu
maddeler vücutta kimyasal karserojenlerin oluşumunu önler, vücuda giren
kanserojerlerin etkisini yok eder, kanser hücrelerinin çoğalmasını
yavaşlatır.
Ailesinde kanser olanlar, sigara içenler, kirli havanın olduğu bölgelerde
yaşayanlar bu yiyeceklere diyetlerinde fazla yer vermelidirler.
*Bu yiyecekler:*
1-Soya fasulyesi, mercimek, kuru fasulye, nohut, taze fasulye, bezelye (Bu
yiyeceklerin içinde proteaz engelleyiciler bulunur.)
2-Meyve, ceviz, fıstık, fındık ( oksitlenmeyi önleyici maddeler vardır.)
3-Turunçgiller, kayısı, karadut, kızılcık, kiraz, vişne, kuş üzümü, kırmızı
ve kara üzüm, diğer meyveler, soya fasulyesi (flavonoidler var)
4-Lahana, karnabahar, ıspanak, pazı, turp, nane, kekik, pancar, şalgam,
hardal yaprağı ve bunun gibi yenilebilen yabani otlar (bunların içindeki
özel koku ve tat veren maddeler anti kanserojendir)
5-Sarımsak, soğan, pırasa (içindeki kükürtlü maddeler antikanserojendir.)


*Kanser Riskini Azaltıcı Besinler:*
Yapılan araştırmalara göre antikanserojen vitaminleri (A vitamini- B
vitaminleri- C vitamini - D vitamini- Mineralleri ( selenyum, çinko, iyot,
molibden, bakır, demir, calsiyum, mangenez) ve antioksidanları içeren
besinlerin çok tüketilmesi kanser riskini azalttığı görülmüştür.
Bütün taze sebze ve meyveler, tam tahıl ürünleri (ekmek, yulaf, bulgur vb.)
kuru baklagiller kanser riskini azaltan besinlerdir.
Kanserle Kardeş Yiyecekler
Yapılan bütün araştırmalarda bazı besinlerde kanser riskini artıran zararlı
maddelerin bulunduğu saptanmıştır.


*Kanser Riskini Artıran Yiyecekler :*-
Yağlı ve yaşlı koyun, sığır, keçi, tavuk eti
- Domuz eti, domuz pastırması
- Hamburger
- Sade yağlı etten yapılan köfteler
- Sucuk, sosis, salam
- Tereyağı, içyağı
- Yağda kızartılmış besinler
- Tuzlanmış besinler
- Tütsülenmiş besinler
- Nitrit- nitrit eklenmiş besinler (şarküteri ürünleri)
- Doğrudan ateşte pişen etler (mangal, döner vb.gibi)

Bu besinler ara sıra özellikle C vitamini ve lif yönünden zengin sebze ve
meyvelerle tüketmemizde sakınca olmaz.


*Kanser Hastasının Tedavisi Sürecinde Tıbbi Beslenme Tedavisi Nasıl
Olmalıdır? *

Pek çok kanser hastasının tedavisinde cerrahi yöntemlerle birlikte
kemoterapy, radyoterapy gibi diğer yan tedavilere de başvurulur. Kanserli
hücre yok edilmeye çalışılır. Bu tedavi sırasında ve tedavi sonrasında
yeterli ve sağlıklı bir beslenme planı hazırlanmalı ve hastanın beslenme
durumu sürekli gözden geçirilmelidir. Kanserli bireyin yeterli enerji
alımını sağlanması hastanın malnütrisyon (yetersiz beslenme sonucu oluşan
durum) olmasını önler.

Kanserli hastada hücre yıkımı yüksek olması nedeniyle yüksek ve kaliteli
protein alımı sağlanmalıdır. Kanser tedavisi sırasında iştah kaybı, bulantı,
kusma, besinlere karşı hassasiyet oluşumu nedeniyle besin alımı
azalmaktadır.

Hastanın yiyebildiği, iştahının açık olduğu zamanlar gereken enerji ve
proteini sağlamak açısından yükleme yapılabilir. Kaliteli protein kaynakları
(et - yumurta) miktarı arttırılabilir.

Yemek yeme miktarı düştüyse öğün sayısı arttırılarak daha çok besin alımı
sağlanabilir. Besinler hacmi küçük kalorisi yoğun şekilde verilebilir.

Diyetisyen gözetiminde sütlü tatlıların içine fındık veya ceviz dövülerek
verilebilir. Bol yumurtalı - sütlü tatlılar (krem karamel, kastırt vb. gibi)
tercih edilebilir.

Makarna tüketilirken peynir ilavesi yapılabilir. Meyve tüketimi azaldıysa
meyveler püre halinde içine bal, pekmez veya ceviz ilave edilerek küçük
öğünler hazırlanabilir. Böylece aynı hacimde daha fazla kalori ve protein
alımı sağlanmış olur.

Yemek sırasında sıvı tüketimi azaltılarak mide hacmini iyi değerlendirmek
gerekir. Yemek dışı zamanlarda bol sıvı tüketmesi sağlanmalıdır. Bitki
çayları, taze meyve suyu, komposto, su tüketimi bol olmalıdır.

Hastanın besinleri tüketebilme durumu değerlendirilerek gerekirse Diyetisyen
gözetiminde besinlere protein, karbonhidrat destek ürünleri ilave
edilebilir. Yada enteral beslenme (Özel beslenme ürünleri) ürünleri
kullanılabilir.

Kanser hastalarının yaşadığı diğer bir sorunda tat ve koku duygusunun
değişmesiyle beraber besinlere karşı oluşan hassasiyettir. Bu durumda
hastayı zorlamak yerine hangi besinlerin kokusundan, tadından rahatsız
olmadığı tespit edilerek o besinlere yönelinebilinir. Besinlerin tadını
değiştirmek için baharatlar, aromalı otlar, çeşitli soslar ilave edilebilir.
Elma sosu, balzamik sirke, beşamel vb. gibi.

Bulantı sorunu olan hastalara mümkün olduğunca yağsız ve kuru besinler
tercih edilmelidir. Ekmek yerine galeta, grisini kullanılabilir. Etin ve
yoğurdun yağsız yerleri verilebilir.

Soğan - sarımsak - lahanagillerde bulunan sülfit grupları tümör oluşumunu
yavaşlatır. Yemeklere bol soğan, sarımsak kullanılmalıdır. Yiyeceklere
soğanlı - sarımsaklı soslar ilave edilebilir.

Soya ve diğer kuru baklagillerde bulunan preteaz inhibitörleri de kanser
hücreleri oluşumunu engeller aynı zamanda kanser hücrelerinin normale
dönüşmesine de katkıda bulunur. Hastanın diyetinde kurubaklagil, soya
yemekleri en az haftada 2 gün yer olmalıdır.


Üzümde bulunan resveratrol denen fitokimyasallar da tümör oluşumunu
yavaşlatmakta, tümör büyümesini zorlaştırmaktadır. Çekirdekli üzüm tüketimi
arttırılmalıdır. Yada ezilmiş öğütülmüş üzüm çekirdeği formları
kullanılmalıdır.