26 December 2008

Isırgan Otu'nun Faydaları

Ümit Sinan Topçuoğlu

Çocukluğunda bir çok kişinin bacağını ısırgan dalamıştır. Hatta bazı kişilerin çocukluk anılarında bacaklarına ısırgan otu vurularak cezalandırılma da yer alır. Bundan dolayı ısırganın pek de iyi bir şöhreti yoktur. Ama, yararlarını bilenler, dalamasına aldırmazlar. ılkbaharda tarla kenarlarından, duvar diplerinden, viraneliklerden ısırgan toplarlar. Tabiî eldiven ile...

Isırgan otunun dalları ve yapraklarındaki dalayıcı tüylerinde serbest formik asit bulunur. Bitkiye temas eden cildin yanması, kızarıp kabarmasına, evvelce bu asidin sebep olduğu sanılırdı. şimdi, bu etkinin tüylerde bulunan histamin ve asetilkolinden ileri geldiği anlaşılmış bulunuyor. Belki de bir savunma mekanizması olan bu özelliğinden dolayı, ısırganın yabana atılması haksızlık olur. Çünkü o, aynı zamanda insan sağlığı için de bir savunmacı...

*Doğal antiromatizmal*

Farmakolog Prof. Dr. Tuhan Baytop'un "Türkiye'de bitkiler ile tedavi" adlı kitabında, ısırgan yaprakları ve köklerinin dahilen kan temizleyici, idrar söktürücü, iştah açıcı olarak kullanıldığı yazılı. Romatizma ağrılarını
gidermek için, taze ısırgan otunun ağrıyan yerlere sürülmesi de, aynı kitapta tavsiye ediliyor. Çok eski zamanlardan beri, halk hekimliğinde antiromatizmal olarak ısırgan otu kullanılır. Hatta, bacaklarını ısırgan
dalamış çocukların ileride romatizmaya yakalanmayacakları söylenir.

Vikingler, fırtına sırasında eve yıldırım isabet etmemesi için, Fırtına Tanrısı'na adak olarak ısırgan otlarını ateşe atarlarmış. Ateşe atmayıp da tencereye atsalardı, belki yıldırımdan değil ama, ıskandinavya soğuğunda romatizma olmaktan korunabilirlermiş.

Halk hekimliğinde ısırganın başka kullanım alanları da var... Özellikle sütü gelmeyen veya az gelen annelerin sütünü getirmek, âdet kanamalarını hafifletmek, basit kanamaları durdurmak, ağız mukozası ve diş eti
iltihaplarını gidermek, ergenlik sivilcelerini yok etmek, saç dökülmesini önlemek için ısırgandan yararlanılır. şifalı bitki uzmanı Maurice Mességué, güzellik kremlerinde de ısırgan kullanmış; "Belki de şimdi güzel hanımlar kremlerimde ısırgan olduğunu öğrenince onları bir daha kullanmamaya karar verirler." diyor.

1993 yılında ızmir'de yapılan X. Bitkisel ılaç Hammaddeleri Toplantısı'nda, ısırgan tohumu yağının antienflamatuvar (iltihabı önleyici) etkisine ilişkin bir bildiri verilmiş.

* Vikingler'in güç kaynağı*

Çok eski zamanlardan beri, ısırganın insana güç verdiği de kabul edilir. Vikingler, ısırgan sapları taşımanın, insana cesaret, güç ve direnç kazandırdığına inanırlarmış.

Isırgan, sadece insanlar için değil, hayvanlar için de güç kaynağı... Maurice Mességué, yaşlı, güçsüz köpeklerine ısırgan verdiğini yazıyor. Aşçılar Birliği Başkanı Aydın Yılmaz Usta da, Mengen'in Kuzgül köyünde, hindi yavrularının, bacakları güçlensin diye, kıyılmış ısırgan ve kepek
karışımı ile beslendiğini söylüyor.

Isırganın verdiği güce cinsel güç de dahil... M.Ö. 1. yüzyılda yaşamış Latin şairi Ovidius, "Ars amatoria" adlı eserinde ısırgan içeren bir kuvvet macununun reçetesini vermiş. Neron döneminde yaşamış Latin şairi Petronius da, Romalı bir rahibenin (çok tanrılı olsa gerek), erkekleri azdırmak için ısırgan ile kamçıladığını yazmış. Maurice Mességué'nin bu konudaki bir tanıklığı daha da ilginç... Yüz yaşını geçmiş bir Gaskonyalı, çırılçıplak ısırgan otlarının arasına girer, yatıp yuvarlanırmış. Bu ihtiyarın kadınlara pek düşkün olduğu bilinirmiş.

Isırgandan kuvvet macunu yapmak çok kolay... Isırgan tohumu havanda dövülüp bal ile karıştırılınca, macun oluyor. Bu macundan günde 2-3 çay kaşığı alınabilirmiş. Bir günde alınacak ısırgan tohumu miktarı 8-10 gramı geçmemeli imiş.

Isırgan otunun genç sürgünleri ve yaprakları, pişirildiği zaman, dalayıcılığını yitirir; ıspanak gibi yenilebilen bir sebze olur. Kurutulduğu zaman da, yemeği yapılabilir. Kurutulup ufalanmış ısırgan, çay gibi demlenebilir. Britanya'nın bazı bölgelerinde ısırgandan bira bile yaparlar.

Isırgan, 10-15 dakika haşlanıp süzüldükten sonra, üzerine zeytinyağı ve limon suyu gezdirilince, salata gibi yenebilir. Tek başına veya yumurta ile birlikte kavrulduktan sonra, üzerine yoğurt dökülünce lezzetli bir yemek olur.

Isırgandan yapılan yemeklerin en bilineni ve en yaygını, ısırgan çorbasıdır. Böreği de yapılır.

Isırganlı börek

Aydın Yılmaz Usta, profesyonel aşçılar için yazdığı kitapta *ısırgan otlu sebzeli çayır böreği *adlı bir böreğin tarifini vermiş. Gerekli malzemeyi 6 kişilik börek için hesaplamış. Böreğin içi için 500 gr. haşlanmış ve
doğranmış ısırgan otu, 200 gr. ince doğranmış soğan, 100 gr. zeytinyağı, 1 çay bardağı süt, 500 gr. çapraz ince doğranmış pırasa, 2 adet yumurta, 1 çay kaşığı karabiber ve tuz; börek hamuru için de, 600 gr. un, 300 gr. yoğurt, 2 yumurta, tuz ve su gerekli. Önce iç hazırlanacak... Tencereye zeytinyağı koyulup kızdırılacak. Soğan koyulup bir iki karıştırıldıktan sonra pırasa ve daha sonra da ısırgan eklenip karıştırılacak. Yumurta, süt, karabiber, tuz katılıp bir kaynatmada ateşten alınacak. ıç bir kenarda soğutulurken, hamur hazırlanacak... Un, yoğurt, yumurta ve tuz karılıp kulak memesi kıvamında hamur tutulacak. Hamur ıslak bir bez ile örtülüp 5 dakika dinlendirilecek. Sonra 10 eşit parçaya bölünecek. Her parça merdane ile açılacak. Bunların 5 tanesi üst üste koyularak 2 adet börek hamuru elde edilecek. Hamurların biri tepsiye döşendikten sonra, üzerine iç yayılacak; ikinci hamur da bunun üzerine kapatılacak. 5 dakika kadar dinlendirildikten sonra, doğru fırına... ıyice kızarsın ha!..

Isırgan salatası

ışte Aydın Usta'dan bir de ısırgan salatası tarifi... Çukur bir kabın içinde 400 gr. yoğurt, 2 yemek kaşığı zeytinyağı, 30 gr. dövülmüş sarmısak, ½ çay kaşığı karabiber ve tuz, yumurta teli ile iyice karıştırılıp sos hazırlanır. 1 kg. haşlanmış ve doğranmış ısırgan otuna hazırlanan yoğurt sosunun yarısı katılıp alt üst edilir. Salata tabaklara alındıktan sonra, üzerine sosun kalan yarısı gezdirilir. Bunun üzerine de kırmızı pul biber serpiştirilir.

*Isırganlı kuru fasulye*

Aşçılar Birliği'nin 18 şubat 2001 tarihinde düzenlediği Kuru Fasulye Günü'nde Metin Karaca Usta, *ısırgan otlu kuru fasulye* yapmıştı. O gün için hazırlanan kitapçıkta bu yemeğin 10 kişilik tarifi bulunuyor... Malzemesi, 500 gr. haşlanmış kuru fasulye, 500 gr. haşlanmış ısırgan otu, 500 gr. kıyma (koyun etinden), 150 gr. margarin, 300 gr. ince kıyılmış soğan, 700 gr. kabuğu soyulmuş ve kare doğranmış domates, 3 adet çuşka biber ve tuz. Yapılışı ise şöyle: Tencerede yağ kızdırılır. Yağa soğan ve kıyma katılıp karıştırılır. Kıyma suyunu salıp çekince, domates, biber, tuz ve su koyulup kaynatılır. Sonra fasulye ve ısırgan otu eklenip bir kez karıştırılır. Ağır ateşte 20 dakika pişirilir. Demek ki, ısırganı hor görmemeli... Arayıp bulmalı, şifa niyetine kullanmalı...

22 December 2008

Osteoporoz a karsı önleminizi aldınız mı ?

*Osteoporoz'a karşı önleminizi aldınız mı?*

* **İleriki yaşlarda "keşke" dememek için osteoporoza (kemik erimesine)
karşı önleminizi genç yaşlarda alın!
**
Evet belki sahip olduğunuz genetik özelliklerinizi değiştiremezsiniz ama
osteoporoz oluşumunu önlemek veya seyrini yavaşlatmak için bazı önlemler
alabilirsiniz.
**
İşte osteoporozu önleyebilmek için 20 ipucu:*



1. *İdeal kilonuzu koruyun.*

Fazla kiloların osteoporoz riskini arttırdığı yapılan pek çok çalışmada
ortaya konmuştur.

2. *Şok diyetlerden uzak durun. *

Enerji ve çeşitli besin öğelerinin yetersiz alımı, osteoporoz riskini
arttırmaktadır.

3. *Düzenli egzersizi yaşam biçimini haline getirin.*

Çocukluk çağından itibaren fiziksel aktivitenin yetersiz olması osteoporoz
oluşma riskini ciddi oranda attırmaktadır.

1. *Sigara içmeyin, içilen ortamlardan sakının.*

Sigara içen kişilerde kalsiyum emilimi azalmaktadır. Yani kişi yeterli
miktarlarda kalsiyumu besinlerle alsa bile vücut gereksinimlerini
karşılayamayacak hale gelecektir. Sigaranın bir başka olumsuz etkisi de;
kadınlarda östrojen seviyesini düşürerek kemik mineral yoğunluğunun
azalmasına sebebiyet vermesidir. Kemik mineral yoğunluğunun azalması,
osteoporoza davetiye çıkartılması anlamına gelir.

1. *Alkolden mümkün olduğunca uzak durun.*

Alkol, vücutta kalsiyum emilim mekanizmasını bozmakta; hormon
metabolizmasında da değişikliklere neden olmaktadır. Bu yüzden özellikle
osteoporoz riski yüksek olan kişiler, alkolden mümkün olduğunca uzak
durmalıdırlar.

Nadiren tüketmek isterseniz; antioksidan içeriğinin yüksek oluşu sebebiyle
şarap tercih edin. 1 kadehle sınırlı kalmanızı öneririm.* *

1. *Gün içerisinde her bir öğünüzde 4 ana besin grubundan* *da besin
bulundurun.*

Yeterli ve Dengeli beslenme, osteoporoza karşı korunmada baş unsuru
oluşturmkatadır. Yeterli ve Dengeli beslenme, her öğünde 4 ana besin
grubundan (Et ve ürünleri, süt ve ürünleri, meyve ve sebzeler) besini
yeterli miktarlarda tüketmeyi kapsar. Tüketeceğiniz miktarların,
gereksinimlerinize uygun olmasını önemseyin. Besin gruplarından her
defasında farklı besinleri seçerek besin çeşitliliğini sağlayın.

1. *Gereksinimleriniz doğrultusunda karbonhidrat, protein ve yağ tüketin.
*

Yaşınız, cinsiyetiniz, boyunuz, kilonuz ve gen haritanız göz önünde
bulundurularak saptanmış olan karbonhidrat, protein ve yağ gereksinim
miktarlarını gün içerisinde karşıladığınızdan emin olun.

1. *Haftada en az 2 kez balık tüketilmeyle özen gösterin.*

Balık içerdiği omega-3 yağ asitleri sayesinde, kemik sağlığını koruyucu
özellikte çok değerli bir besindir.

1. *Soyanın osteoporoza karşı koruyucu etkisinden faydalanın. *

Östrojen benzeri öğeleri bünyesinde bulunduran soyayı beslenme programınıza
yerleştirin.

1. *Her gün ortalama 3-5 porsiyon meyve, 2-3 porsiyon sebze tüketin.*

Meyve ve sebzelerin tüketiminin, kemik mineral yoğunluğu üzerinde olumlu
etkileri vardır. Günlük tüketilecek porsiyon miktarlarınızı gereksiniminize
göre ayarlayın.

1. *Kalsiyumu yeterli miktarlarda aldığınızdan emin olun.*

Kalsiyumu yeterli miktarlarda alarak hem kemik sağlığınızı korumuş ve
geliştirmiş; hem de kas hareketleri, kalbin çalışması, kanın pıhtılaşması
gibi mekanizmaların düzenli çalışmasına yardımcı olacaksınız.

1. *D vitamini sağlamak adına besinlerden ve güneş ışınlarından
yeterince faydalanın.*


1. *Magnezyum kaynağı besinleri yeterince tüketin. *

Sert kabuklu meyveler (Badem, fındık, fıstık gibi), kuru baklagiller,
tahıllar ve yeşil

yapraklı sebzeler magnezyumun zengin kaynaklarıdır.

1. *Çinkodan zengin besinlerden faydalanın.*

Etler, deniz ürünleri, yumurta, peynir, süt, yağlı tohumlar (fındık, fıstık,
ceviz gibi), kuru baklagiller, bulgur, mantar çinkodan zengin besinlerdir.

1. *Bakırdan zengin besinleri yeterince tüketin.*

Organ etleri, susam, fındık, fıstık, kuru baklagiller, etler, balık,
yumurta, yeşil yapraklı sebzeler bakırdan zengindir. * *

1. *Manganezden zengin besinleri yeterli miktarda tüketin.*

Kuru baklagiller, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler manganezden zengin
besinlerdir. * *

1. *K vitamininden zengin besinleri yeterince tüketin. *

Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve balık K vitamininden
zengindirler.

1. *Doymuş yağ tüketimini kontrol altına alın.*

Yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi, kemik mineralleri olan kalsiyum

ve magnezyumun basaklardan emilimini azaltır. Aynı zamanda fazla kilolara da
neden olabilen bu yağ cinsi dolaylı olarak da osteoporoz riskini
arttırabilir.

1. *Tuz ve şeker tüketimine dikkat edin.** *


1. *Kafein içeriği yüksek olan çay, kahve ve kolalı içeceklerden sakının.
*

Fazla miktarda kafein alımı, idrarla kalsiyumun atımına neden olacağından
dikkat edin.* *

*Diyetisyen İpek Ağaca*

21 December 2008

KETEN TOHUMU VE FAYDALARI

Keten tohumu

10 bin yildir gida olarak da kullanilan keten bitkisi, etkili bir genclik, saglik ve guzellik kaynagi Keten tohumunu hayatiniza sokun.
Keten tohumunda yok yok; Kolesterol dusurucu, felc, kanser, unutkanlik onleyici, bagirsak calistirici ve temizleyici etkisi bunlardan birkaci. Uzmanlar, sivi seklinde, salatalarin uzerine serpistirilerek veya gunde bir corba kasigi seklinde tuketmeyi oneriyor.
Saglik acisindan pek cok yarari var keten tohumunun. Yuksek oranda lif, Omega-3, Omega-6 yag asitleri, protein, B12 vitamini, mineral ve amino asit iceren keten tohumu, ozellikle mide-bagirsak sistemindeki sorunlar, fazla kilolar, yuksek kolesterol, yuksek kan sekeri, kemik zayifligi, kalp-damar sagligi, romatizmal hastaliklar, bazi deri hastaliklari, yaralar, solunum yolu rahatsizliklari uzerinde olumlu etki yapiyor. Anadolu'nun hemen hemen her yerinde yetismesine ragmen, aslinda keten tohumunun, layik oldugu ilgiyi pek de goremedigini soyleyebiliriz. Hatta Turkiye'de bircok doktor bile keten tohumunun sifa dagittigindan habersiz. Oysa, gunde bir corba kasigi keten tohumu sayesinde pek cok hastaliktan uzak durmak mumkun...

Sifa kaynagi

Latince adi 'Linum Usitatissimum' ile keten, dunyada tarimi yapilan ilk urunler arasinda yer aliyor. Sadece dokumacilikta, kumas yapiminda degil, yaklasIk 10.000 yildir gida olarak da kullaniliyor keten bitkisi. Vataninin Misir oldugu dusunuluyor. Cunku milattan en az 5000 yil once Misirlilar keten bitkisini, mumyalari sarmak icin yetistirmeye baslamislar. Ancak artik Turkiye ve Hindistan dahil, tum dunyada yetisiyor. Uzmanlara gore saglik acisindan ketenin ozellikle tohumlarindan ve yagindan yararlanmak gerekiyor. Keten tohumunun yararlarindan soz eden Eskisehir Anadolu Universitesi Eczacilik Fakultesi Farmakognozi Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Husnu Can Baser, keten tohumunun ozellikle mide-bagirsak sistemindeki sorunlara karsi iyi geldigini ve icerdigi yuksek oranda Omega-3 yag asitleri sayesinde, adeta bir sifa kaynagi oldugunu soyluyor. Ayrica Anadolu Universitesi Tibbi ve Aromatik Bitki ve Ilac Arastirma Merkezi (TBAM) kurucusu ve eski muduru olan Baser, "Keten tohumunun, ayrica kolon kanserini onleyici etkileri hayvan deneylerinde de gosterilmistir. Keten tohumu iceren gida takviyeleriyle kandaki kolesterol seviyesinde de dusme gozlenmistir. Klinik calismalarda keten tohumu destekli gidalarin kanser ve lupus nephritis gibi hastaliklarda olumlu etki yarattigi gozlenmistir. Keten tohumu, kalp-damar hastaliklarini da onler. Ayrica eklem romatizmasindaki yararli etkilerinin keten tohumunda yuksek oranda bulunan linolenik asit ve sekoizolarisirezinol’den ileri geldigi sanilmaktadir" diyor. Uzmanlar, keten tohumunu mutlaka yasamimiza dahil etmemiz gerektigini vurguluyorlar. Bunun en onemli nedenlerinden biri de Omega-3 yag asitleri. Keten tohumunun, adeta bir somon baligi kadar Omega-3 icerdigini belirten uzmanlar, bu yaglarin ozellikle kalp sagligi acisindan vazgecilmez oldugunu belirtiyorlar. Prof. Baser, "Keten tohumu uzun zincirli Omega-3 yag asitlerine donusen alfa-linolenik asitce (ALA) zengindir. Balik yaglari gibi, bu yag asitlerinin eksIkligini gidermek amaciyla bitkisel bir kaynak tercih edenler icin gida takviyesi olarak kullanilabilir. Optimum ALA miktari gunde bir veya iki tatli kasigi (2-9 g) keten yagi alinmasiyla temin edilebilir. Tohum icinde yag iki yil sureyle muhafaza olur. Yag elde edildikten sonra dikkatle saklanmali, raf omru etiketine yazilmali, isi ve isIktan korunmalidir. Yagi dondurarak saklamak en iyi yoldur" diyor. Hem dovulmus keten tohumu hem de keten tohumu yaginin, cesitli kronik hastaliklarin tedavisinde, ozellikle de kalp rahatsizliklarinin onlenmesinde ve hormona bagli kanserlerden korunmada umit vaat ettigini belirten Baser, keten tohumunun normal diyetin parcasi olarak gida maddelerine katilarak rahatlikla kullanilabilecegini soyluyor. Baser, "Guvenirliginin yuksekligi ve baska ilaclarla etkilesmemesi nedeniyle ideal bir gida butunlestiricidir" diyor.

Zayiflatici ozelligi de var

Keten tohumunu ozellikle kadinlar icin cazip kilan en onemli ozelligi ise, zayiflatici ozellige sahip olmasi. Yillardir Misir Carsisi'nda 'sifa dagitan' Ucuzcular Gida Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.S. Yonetim Kurulu Baskani Eczaci Dilaver Kadioglu ise bu bitki isine, egitimsiz aktarlarin degil de, mutlaka eczacilarin sahip cikmasi gerektigini savunuyor. YaklasIk 170 yillik bir gecmisi olan 'Ucuzcular Baharat'ta yaklasIk 6000 cesit baharat, ot, kok bulabilmek mumkun. Bunlardan bir tanesi de keten tohumu. Keten bitkisinin yapragindan tohumuna kadar her tarafinin yararli oldugunu belirten Kadioglu, "Keten tohumunun ayrica zayiflatici ozelligi de var. Tokluk hissi uyandirarak kisinin daha az yemek yemesine yol aciyor. Zayiflatici ozelligi, aslinda icerdigi Omega-3 yag asitlerinden kaynaklaniyor. Tipki balik gibi etkisi var keten tohumunun. Keten tohumu, somon baligi kadar Omega-3 yagi iceriyor. Gunde 1 yemek kasigi alindiginda ayda ortalama 4-5 kilo verilebilir. Ancak tabii ki bu, kisiden kisiye ve bunyeden bunyeye de degisir. Bir uzmana danismak cok onemli" diyor. Nedense 'dogal' gidalarin veya bitkilerin zararsiz olduguna inanilir Turk toplumunda. Oysa bir bitki de bilincsiz kullanildiginda saglik sorunlarina yol acabiliyor. Kadioglu, "Suyun bile fazlasi zarar. Keten tohumunu da dozunu kacirarak tuketirseniz, bagirsaklar fazla yumusar ve vucut asiri su kaybeder. Dolayisiyla asiri kilo kaybi olur. Ideali gunde bir yemek kasigi. Ama kilo sorununa gore alinmasi gereken dozaj degisebilir. Aslinda bu dozaji insanlar kendileri de ayarlayabilirler. Bagirsaklar fazla yumusamayacak sekilde kullanilirsa dozu kacirilmamis olur" diyor. Insanlarin bitkileri her derde deva olarak gormelerini yanlis buluyor Kadioglu ve ekliyor: "Insanlar genellikle bu bitkileri kullaninca duzenli olarak kullanmalari gereken ilaclari almiyorlar. Bu yanlis. Tedavilerini ihmal etmemeliler. Alinmasi gereken ilaclar alinmali. Ayrica bu bitkilerin de herhangi bir baharatcidan alinmamasi lazim.

Bilinen ciddi bir yan etkisi yok

Susama benzeyen, ancak kahverengi olan, parlak bir madde keten tohumu. Ozellikle gida sanayiinde, basta ekmekler, kurabiyeler, borekler olmak uzere pek cok unlu mamullere katilarak da kullaniliyor. Keten tohumunu yag, tohum, ya da ogutulmus toz seklinde kullanmak mumkun. Dogal Tip Dernegi Baskani Dr. Ender Sarac, "Amaca gore kullanim sekli degisir. Bazen kabuklu, bazen de kabuksuz tuketmek gerekebilir. Yeterince posali, lifli gida tuketmeyen insanlara bunu ogutmeden vermek daha yararli. Cekirdek haliyle, posali, lifli sekilde tuketmek daha iyi. Normal hazim yapabilen bir insan, cekirdek haliyle tuketebilir. Bazi kisilerde belki gaz yapabilir, ama bu kisilere de keten tohumunun uzerine bir fincan rezene cayi icmelerini oneriyorum ve sorun ortadan kalkiyor. Keten tohumunun bilinen ciddi bir yan etkisi yok" diyor. Keten tohumunun en buyuk etkisi, mushil, yani bagirsaklari calistirici olmasi. Uzmanlar ozellikle de kabizlik sorunu olan kisilere keten tohumunu oneriyorlar. Genellikle tohumlarin tuketildigini, ancak son yillarda keten tohumu yaginin da yayginlasmaya basladigini belirten Sarac, "Keten tohumu yagi bagirsaklari calistirirci, temizleyici ve ic organlarin yuzeylerini rahatlatici olarak kullaniliyor. Ayrica cildi yumusatiyor ve oksuruge karsi iyi geliyor. Kolay bozulan bir sey degil. Yani herhangi bir kavanozda uzun sure saklanabilir. Ayrica agiz boslugu, bogaz ve dis eti rahatsizliklarinda gargara olarak da kullanilabilir. Oksurukte, gicikta, ses kisIkliginda ve de gastrit gibi mide sorunlarinda da olumlu etkisi var" diyor. Keten tohumunun ciddi miktarda B12 vitamini icerdigini de sozlerine ekleyen Sarac, ozellikle vejetaryenlerin keten tohumu alimina dikkat etmeleri gerektigini vurguluyor. Sarac, "Son yillarda dunyada vejetaryenlik cok artti. Vejetaryenlerin en cok dikkat etmesi gereken konular ise kansizlik acisindan demir, cinko ve B12 vitamini. Demir ve cinko dogadaki pek cok bitkide var. Ama hayvanlar ve hayvansal protein disinda B12'nin yuksek oranda bulundugu tek gida keten tohumu. Dolayisiyla keten tohumu, ozellikle vejetaryenler icin Vitamin B12 acisindan cok gerekiyor. Her baharatcida bir eczaci olmali..."

Onemli. Her gun 1 corba kasigi keten tohumu yeterli olabilir. Keten tohumu ayni zamanda Omega-3 yag asitlerinden de cok zengin. Omega-3 de hayvansal kaynak disinda ozellikle keten tohumu, semizotu ve findikta bulunuyor. Omega-3, ozellikle kalp krizine, pek cok damar hastaliklarina, bazi bagisIklik sistemi hastaliklarina, romatizmal hastaliklara, bazi cilt hastaliklarina karsi korunmak icin gerekli. Somon baligindaki kadar Omega-3 var keten tohumunda" diyor. Son yillarda keten tohumu, ostrojene benzer maddeler icerdigi, menopoza bagli sIkâyetleri azalttigi icin de tuketilmeye baslandi. Ancak uzmanlar, menopoz donemi sIkâyetlerini gidermek icin sadece keten tohumuna degil, bir hekime de basvurulmasi ve doktor kontrolunde olunmasi gerektigini vurguluyorlar.
Keten tohumuyla genc kalin

Anti-aging, dunyada ve Turkiye'de de gittikce yayginlasmaya basladi. Insanlar 'genc yaslanmak', zayif kalmak, formunu korumak icin adeta birbirleriyle yarisiyorlar. Iste uzmanlara gore, keten tohumunun burada da olumlu etkileri var. Keten tohumunun yaslanmayi geciktirdigi belirten Sarac, "Keten tohumundaki Omega-3, Vitamin B12 ve lifler, hucreleri genc tutarak yaslanmayi geciktiriyorlar. Zayiflatici ozelligi de var bu tohumlarin. Ben hastalarima verdigim zayiflama programlarinda, sabahlari mayali gidalar yerine daha dogal tahillari on planda tutmaya calisiyorum. Ve onlara verdigim karisimlar icerisine genelde keten tohumu da oluyor. Keten tohumu hem kabizlik olusmasina engel oluyor hem de cok lifli oldugu icin de suyla, sutle ya da baska sivilarla siserek tokluk hissi de sagliyor. Ancak asiri miktarda alinirsa, sonucta bunda da yag ve vitamin oldugu icin zayiflatici etkisi olmaz. Ama 1 veya 1 bucuk corba kasigi keten tohumu, gunluk tuketim acisindan yeterli" diyor. Keten tohumunun yararlarinin pek bilinmedigine, dolayisiyla insanlarin bunu pek fazla tuketmediklerine deginiyor uzmanlar. Oysa Turkiye'nin her kosesinde bulunan bu minik tohumlar, hem sagliga hem de ekonomik olduklarindan keseye de hitap ediyorlar...

Keten tohumunun yararlari

· Mide-bagirsak sorunlarina karsi iyi gelir
· Bagirsaklari yumusatir, kabizliga karsi iyi gelir
· Kemikleri guclendirir. Ozellikle menopoz doneminde yararli
· BagisIklik sistemini guclendirir
· Menopoza bagli sIkâyetleri hafifletir
· Kalp-damar hastaliklarindan korur
· Kolesterol, seker seviyesini dengeler
· Yuksek tansiyonu dusurur
· Romatizmal hastaliklari onler
· Sinir sistemini guclendirir
· Hafizayi guclendirir
· Konsantrasyon bozukluguna karsi iyi gelir
· Yaslanmaya bagli dikkat daginikligina karsi iyi gelir
· Haricen kullanilarak yaralarin cabuk iyilesmesini saglar
· Egzama ve sedef hastaliklarinda kullanilir
· Nasirlarda kompres olarak kullanilir
· Solunum yolu hastaliklarinda olumlu etki yapar
· Ruhsal bozukluklara karsi iyi gelir
· Oksurugu giderir
· Agiz boslugu, bogaz ve dis eti rahatsizliklarinda gargara olarak kullanilir
· Lifleri sanayide, ozellikle dokumacilikta kullanilir
Keten tohumu ne icerir?
· Omega-3, Omega-6 ve Omega-9 yag asitleri
· Yuksek oranda cozunur ve cozunmez lif
· Protein*

14 December 2008

Vitamin ve mineraller ne işe yarar?

Sağlıklı bir vücut için hem vitaminler hem de mineraller hayati önem taşıyor. Eksiklikleri durumunda ciddi rahatsızlıklara yol açan vitamin ve minerallerin ayrı ayrı işlevlerini bu yazıda bulabilirsiniz.

Vücut için gerekli besin maddeleri anıldığında ilk olarak vitaminler akla gelir. Oysa vitaminler ne kadar gerekliyse mineraller de o kadar vazgeçilmezdir. Hatta mineralleri 'Besinlerin Sinderellası' olarak
tanımlayan Dr. Earl Mindell'a göre vitaminler ne kadar önemli olursa olsunlar mineraller olmadan faydalı değiller.

Mindell, en çok bilinen yedi mineralin kalsiyum, iyot, demir, magnezyum, fosfor, selenyum ve çinko olduğunu, vücudun düzenli fonksiyonları için ise gerçekte 18 mineral gerektiğini vurguluyor. Mindell, minerallerin yardımı olmadan vitaminlerin işlev gösteremeyeceğini savunarak, "Vücudunuz bu ikilinin birlikteliğine ihtiyaç duyar" diyor. Şimdi mineral ve vitaminlerin tek tek ne işe yaradığına bakalım…

MİNERALLER

Magnezyum

Yağların yakılmasına ve enerji üretimine yardımcı olur.
Depresyonla mücadeleye yardım eder.
Daha sağlıklı bir kardiyovasküler sistem sağlar ve kalp krizini önlemeye yardımcı olur.
Dişleri sağlıklı tutar.
Kalsiyumla birleşerek doğal bir sakinleştirici olarak çalışır.
Adet öncesi sendromları azaltır.
Doğal kaynakları: Öğütülmemiş tahıllar, incir, badem, fındık, çekirdek, koyu yeşil sebzeler, muz.

Kalsiyum

Kemikleri ve dişleri korur, kemik kaybı ve kırılması riskini azaltır.
Bağırsak kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı olur.
Uykusuzluğa iyi gelir.
Sinir sistemine yardımcı olur.
Doğal kaynakları: Süt ve süt ürünleri, tüm peynirler, soya fasulyesi, sardalya, fıstık, ceviz, ayçiçeği çekirdekleri, kuru fasulye, karalâhana, brokoli, yeşil meyve ve sebzeler.

Demir

Büyümeye yardım eder.
Hastalıklara karşı direnci arttırır.
Bitkinliği engeller.
Demir yetersizliğine bağlı anemiyi tedavi eder ve önler.
Doğal kaynakları: Karaciğer, kırmızı et, kurutulmuş şeftali, irmik, yumurta sarısı, istiridye, kabuklu yemişler, fasulye, pekmez, kuşkonmaz, yulaf ezmesi.

Potasyum

Beyne oksijen göndererek zihinsel faaliyetlerimize yardım eder.
Vücut atıklarının çıkartılmasında yardımcı olur.
Kan basıncını azaltmaya yardımcıdır.
Alerji tedavisinde faydası vardır.
Doğal kaynakları: Turunçgiller, domates, tüm yeşil yapraklı sebzeler, nane yaprakları, ayçekirdeği, muz, patates.

Selenyum

Çeşitli kanserlere karşı korur.
Kalp hastalığı ve felç riskini azaltmaya yardım eder.
Genç elastik dokuların korunmasına yardımcıdır.
Sıcak basması ve menopoz sıkıntılarını yatıştırır.
Kepeğin tedavisine ve önlenmesine yardımcı olur.
Sperm sayısını ve erkekteki verimliliği arttırır.
Doğal kaynakları: Deniz ürünleri, böbrek, karaciğer, buğday tohumu, kepek, ton balığı, soğan, domates, brokoli, sarımsak.

Çinko

Dahili ve harici yaraların iyileşme süresini hızlandırır.
Tırnaklar üzerindeki beyaz noktaları yok eder.
Prostat sorunlarının önlenmesine yardımcı olur.
Büyüme ve zihinsel uyanıklığı destekler.
Zihinsel rahatsızlıkların tedavisine yardım eder.
Soğuk algınlığının uzunluğunu ve şiddetini azaltmaya yardımcıdır.
Doğal kaynakları: Et, karaciğer, deniz ürünleri (özellikle istiridye), buğday tohumu, bira mayası, kabak çekirdeği, yumurta, toz hardal.

Manganez

Bitkinliğin giderilmesine yardımcı olur.
Kas reflekslerinin yardım eder.
Osteoporozun engellenmesine yardımcı olur.
Belleği geliştirir.
Sinirsel hassaslığı azaltır.
Doğal kaynakları: Tahıl, fındık, yeşil yapraklı sebzeler, bezelye, pancar.

VE VİTAMİNLERİN ÜÇ ASI

C vitamini

Yaraları, yanıkları ve kanayan diş etlerini iyileştirir.
İdrar yolları enfeksiyonu tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini artırır.
Ameliyat sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
Birçok viral ve bakteriyel enfeksiyonun önlenmesine ve genellikle bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur.
Kansere neden olan maddelerin oluşmasına karşı koymada yardımcı olur.
Damarlardaki kan pıhtılaşmasını düşürür.
Soğuk algınlığının tedavisinde ve önlenmesinde yardımcıdır.
Protein hücrelerini bir arada tutarak yaşamı uzatır.
Doğal kaynakları: Turunçgiller, meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, domates, karnabahar, patates ve biberler.

D vitamini

Güçlü kemik ve dişler için kalsiyum ve fosforu kullanır.
A ve C vitaminleriyle birlikte alındığında soğuk algınlığını önler.
Konjonktivitin tedavisine yardımcı olur.
Doğal kaynakları: Balık ciğeri yağı, sardalya, ringa, somon balığı, ton, süt ve süt ürünleri ile güneş ışığı.

E vitamini

Hücresel yaşlanmayı yavaşlatarak daha genç görünmenizi sağlar.
Daha fazla dayanma gücü vermek için vücuda oksijen sağlar.
A vitaminiyle birlikte çalışarak akciğerleri hava kirliliğinden korur.
Çeşitli kanserleri önlemeye yardım eder.
Kan pıhtılaşmasını önler ve çözer.
Yanıkların iyileşmesini hızlandırır.
Kan basıncını düşürür.
Düşüğün önlenmesine yardımcı olur.
Kalp hastalığı ve felç riskini azaltır.
Doğal kaynakları: Erken Hasat Sızma Zeytinyağı, Sızma Zeytinyağı, fındık, Brüksel lahanası, yeşil yapraklılar, ıspanak, kepek, tahıl, yumurta, buğday tohumu, soya fasulyesi.